Bahar geldi, vekiller azdı
Bahar gelince, bizim vekillerin kanı kaynamaya başladı; tutabilene aşk olsun!
Biri eline taş alıp polislerin üstüne yürüdü, biri tartıştığı polisin şapkasını çekip aldı, bir başkası başkomisere tokat attı.
Hepsi de kameralarla tespit edildi.
O vekiller, görüntüleri seyredenlerin tepkisini anlamakta zorlanıyordur.
"Ne var ki bunda?" diye şaşkınlığa düştüklerini sanıyorum.
*
Öyle ya, şapka dediğin, taş dediğin nedir ki!
Eline keleş de alabilirdi taş yerine.
Diğeri başındaki şapkayı değil, şapkayla beraber başını da alabilirdi.
Tokat atan ise pekâlâ kurşun sıkabilirdi.
*
Tepki gösterenler arasında işi epey abartanlar da oldu.
"O eller kırılacak" açıklamasını yapanlar, suç ile ceza arasındaki dengeyi göz ardı etmiş.
Hakaret etmenin, tokat atmanın cezası hukuk çerçevesinde ne ise, o kadarıyla yetinmek gerek.
ANLAMAZSIN YA BARO
Daha önce "Darbeci Baro" pankartı açan Genç Siviller, bu defa "Anlarsın ya baro" pankartıyla Taksim'i şenlendirdiler ve gündeme renk kattılar.
İstanbul Barosu avukatları İstiklal Caddesi'nde yürürken, bu anlamlı pankart ile karşılaştı.
Yine çok sinirlendiler, çok öfkelendiler.
Genç Siviller'den hoşlanmıyor barodakiler.
"Darbecilik" suçlamasına fena içerliyorlar.
*
Genç Sivillerin eylemlerinde her zaman mizah var, zekâ var.
Siyaset, estetik, cesaret, spor, sanat, eleştiri hepsi bir arada...
Fakat avukatlar şiddet kullanarak karşılık veriyor.
Sırtında cübbeyle pankartın asıldığı oteli basıyor, resepsiyon görevlisinin üstüne yürüyorlar.
Ağzından tükürükler saçarak, el kol hareketleri eşliğinde, her birden bağırıp çağırıyorlar, bankoyu yumrukluyorlar.
*
"Bu insanları bize verin" diye bağırıyor biri.
"Onların cezasını vereceğiz" diyor diğeri.
"Adalati kendi elimizle gerçekleştireceğiz" diye tepiniyorlar.
Bankonun ardındaki görevlilerin yüzü gözü, saçılan tükrüklerden ıslanıyor.
Gençlerin pankart astıkları odayı bulup kapıyı tekmeliyor, içeri girdiklerinde karşılarına çıkanların boğazına sarılıyorlar.
*
Baronun avukatları, hoşlarına gitmeyen durumla karşılaştıklarında, bu şekilde şiddete başvurmaktan vazgeçmeliler.
Darbeci olmadıklarını ifade etmek için kelimeler ve davranışlar yeterlidir.
*
Genç Siviller bir dahaki sefere ya "Darbeci" değil, "Darbedici Baro" yazılı pankartı açarlar veya "Anlamazsın ya baro" pankartı.
Ama her seferinde otel basan avukatlarla boğuşmak hoş olmasa gerek.
Otelde oda tutmak yerine, paraya kıyıp bir helikopter kiralar ve pankartı Taksim üzerinde dolaştırırlarsa, avukatlar ne yapar?
Uçaksavar füzesi atacak halleri yok ya!
Mecbur başka türlü cevap vermeye çalışır ve belki de sözün gücünü fark ederler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.