Ya NATO kafa, ya manda kafa!
- Lütfü Bey; ABD, Fransa, İngiltere’nin “Libya halkını diktatörden kurtaracağız; Libya’ya insan hakları, demokrasi götüreceğiz” diyerek bu ülkeye karşı başlattığı saldırı yeni boyutlar kazanarak sürüyor. Nasıl yorumluyorsunuz bu konuyu?
- ABD başta olmak üzere bu saydığınız ülkeler emperyalist çete; vahşi kapitalizm denen küresel mikrobu yayan çete; bunlara karşı direniş en etkili reçete! Bunlar için insan hakları bahane; bunlar için demokrasi hikâye; bunlar için ülkelerin petrol gibi doğal zenginlikleri şahane! Irak’ta da bu böyleydi, Libya’da da bu böyle. Malumunuz “böl yönet” klasik emperyalist taktiğidir. Irak petrollerini daha rahat yönetebilmek, sömürebilmek için Irak’ı böldüler. Şimdi de Libya petrollerini daha rahat yönetebilmek, sömürebilmek için Libya’yı bölmek istemekteler. Peki yarın bizim ülkemize de “İç savaş var, insan hakları yok” diyerek saldırmak istediklerinde bu emperyalistlere uşaklık mı edilecek? Emperyalist saldırıya karşı ülkeyi savunmayı amaçlayan direniş hareketi arkadan mı hançerlenecek? Çünkü bakıyoruz da bizim ülkemizde de Irak, Libya gibi ülkelere karşı girişilen emperyalist saldırıları destekleyenler var. Bunların başında da liberaller var. Bunlar “Libya’da diktatörü devirecek; Libya’ya demokrasi, insan hakları getirecek” diyerek emperyalist saldırıya uşaklık yapıyorlar. Evet, Libya’da da, başka Arap ülkelerinde de diktatörler devrilmeli. O ülkelere demokrasi, insan hakları gelmeli. Ama diktatörleri kendi halkları devirmeli. Bu ülkelere demokrasi, insan hakları halkın mücadelesi sonucu gelmeli. Zaten başta ABD olmak üzere emperyalistlerin “Demokrasi, insan hakları götüreceğiz” diyerek saldırdıkları Irak’a nasıl bir demokrasi, insan hakları götürdüklerini görmedik mi? Irak’ta gerçekleştirdikleri insan hakları mı, yoksa insan haklama mı? “Demokrasi götüreceğiz” hikâyesiyle, “İnsan hakları götüreceğiz” bahanesiyle Irak’ta bir milyonu aşkın insanı haklamadılar mı? Şimdi Libya’da yaptıkları da bundan farklı mı? Libya’ya yönelik emperyalist saldırıyı ülkemizde destekleyenler ya NATO kafa NATO mermer olanlardır! Ya da Kurtuluş Savaşımız öncesinde “Gelsin ülkemizi kurtarsın” diye ABD mandası isteyen manda kafalılardır!
ERGENEKON’A GİREN CHP’YE GİRİYOR!
- CHP, Susurluk denilen derin devlet örgütünü sorgulayanlardan Fikri Sağlar’ın üyelik başvurusunu kabul etmezken, Ergenekon denilen derin devlet örgütünün yöneticileri olmakla suçlanan Mehmet Haberal gibileri üye yapıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Demek ki CHP’ye üye olmanın yolu Ergenekon’dan geçiyor! CHP’ye üye olmak isteyenlere adeta “Önce Ergenekon’a gir, sonra CHP’ye gir” deniliyor! CHP’den milletvekili olmak isteyenlere adeta “Önce Silivri’ye gir, sonra milletvekili olup Meclis’e gir” deniliyor! Bu durumda CHP hem Susurluk hem de Ergenekon örgütünün yöneticilerinden biri olarak adı geçen General Veli Küçük’ü de partiye üye yapmalı! İlaveten Veli Küçük’ün sivil versiyonu olan Profesör Yalçın Küçük’ü de CHP’ye üye yapmalı! Öyle ya, madem ki CHP Susurluk türü derin devlet örgütleriyle mücadele edenleri partiye üye yapmıyor; o halde bu partiye derin devlet örgütlerinin yöneticileri olarak adı geçenleri üye yapmak yakışmaz mı? Ayrıca “Büyük CHP için Veli Küçük ile Yalçın Küçük” formülü cuk oturmaz mı! Üstelik Yalçın Küçük ile Veli Küçük birbirlerini de tamamlamaz mı? Biri milleti güldürür; biri de ağlatır! Nitekim Veli Küçük deyince milletin aklına ağlayan analar geliyor! Yalçın Küçük deyince de millet katıla katıla gülüyor. Hani CHP, “Biz iktidara gelince milletin yüzünü güldüreceğiz” diyor ya, işte Yalçın Küçük bu iş için biçilmiş kaftan olarak duruyor. Çünkü Yalçın Küçük yaptığı komikliklerle milleti gözünden yaşlar gelecek kadar güldürüyor. İşin komik tarafı bir yana, bu CHP’nin hali ne olacak? CHP bu tutumuyla derin devletçilik, darbecilik suçlamalarından nasıl kurtulacak? CHP, derin devlet örgütleriyle mücadele edenleri partiye almayıp da derin devlet örgütlerinde adı geçenleri partiye alırsa, derin devletçilik, darbecilik suçlamalarından kurtulabilir mi? CHP’nin örneğin Mehmet Haberal gibileri, haklarındaki derin devletçilik, darbecilik suçlamalarından yargı kararıyla aklandıktan sonra partiye üye yapması gerekmez miydi? Bunu bile düşünemeyen CHP’nin haline ağlayalım mı yoksa gülelim mi, bilmem ki?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.