Gündemden Notlar-2
Goldstone’un U dönüşü: Siyonist işgalin 2008 sonunda başlattığı ve Dökme Kurşun Savaşı adını verdiği vahşi saldırı hakkında BM’nin oluşturduğu heyetin hazırladığı raporda işgalcilerin savaş suçu işlediği dile getirilmişti. Rapor her ne kadar olaylara tam âdil yaklaşmıyor ve kendini savunma hakkını kullanmayı da savaş suçu sayıyor idiyse de BM’nin siyonist saldırganlığa karşı en gerçekçi ve insaflı raporlarından biri niteliği taşıyordu. Raporu hazırlayan heyetin başında Richard Goldstone adlı Güney Amerikalı ve yahudi aileye mensup bir yargıcın bulunması sebebiyle Goldstone Raporu olarak adlandırıldı.
Goldstone’un geçtiğimiz günlerde Washington Post’ta, rapordaki tespitlerinden dönüş yaptığı mesajı veren bir makalesi yayınlandı. En çok dikkat çeken ifadesi de “Bugün bildiklerimi o zaman bilseydim, Goldstone Raporu farklı bir belge olurdu” cümlesiydi.
Raporun bir belgeler boyutu, bir de bu belgelerden çıkarılan hükümler ve kanaatler boyutu var. Belgeler yaşanan gerçekleri ortaya koyuyor; hükümler ve kanaatlerin ise doğru olanları da yanlış olanları da var. Belgeler yaşanmış ve doğruluğu kesinlik kazanmış hadiselerin kayıtlara geçirilmesinden ibarettir. Onlardan çıkarılan hükümler ise tam anlamıyla âdil ve gerçekçi olsaydı siyonist işgalcileri mahkûm eden hükümlerin daha katı, onun saldırısına maruz kaldığı için savunma hakkını kullanan tarafla ilgili hükümlerin ise daha insaflı olması gerekirdi. Goldstone’un bugün bildikleri, söz konusu rapora geçmiş belgelerin gözler önüne serdiği gerçekleri iptal ve ilga ediyor mu? Ayrıca “bugün bildiklerim...” derken kastettiklerinin tamamen yoruma açık, sübjektif, rapora geçen belgelerle uyuşmayan yaklaşımlardan ibaret olduğu anlaşılıyor.
Ayrıca bu rapor bir kişiye özel değil bir heyet raporudur. Rapora heyet başkanının adının verilmesi sebebiyle biraz onun şahsıyla özdeşleştirilmiştir. Oysa rapora geçen belgelere heyetin yaptığı araştırmalar sonucu ulaşılmıştır. Dolayısıyla heyetten bir kişinin kanaatinin değişmesiyle raporun kayıt altına aldığı belgelerden çıkarılan sonuçlar değişmez. Bunların değişmesi için yeni ve kapsamlı bir araştırma yapılması, var olan belgelerin iptalini mümkün kılacak daha güçlü belgelere ulaşılması gerekir. Sübjektif yaklaşım ve yorumlarla bu olmaz.
Goldstone kendisi de makalesinin yayınlanmasından sonra yaptığı açıklamada İsrail’in raporun ilgasına dair talebini kabul etmesinin ve BM’den böyle bir istekte bulunmasının söz konusu olmadığını söyledi.
İyilik çıkartması ve işgalcinin telaşı: Siyonist korsanlar Gazze’de vahşi kuşatmaya alınan mazlum halkın etrafındaki kuşatmayı yarmak ve ona insanî yardım ulaştırmak için yola çıkan filoya saldırı düzenledi. Bu saldırının ve gerçekleştirdiği katliamın oraya yardım ulaştırmaya niyetlenenlerin gözünü korkutacağını, artık bu tür girişimlerin önünü keseceğini umuyordu. Ama tüm dünyada büyük tepkilere maruz kaldığı gibi iyilik gönüllülerinin gözünü de korkutamadı. Söz konusu saldırının ve katliamın yıl dönümünde yeni bir iyilik filosunun yola çıkması için çalışmalar sürüyor. Üstelik bu kez daha büyük ilgi ve rağbet var. Yeni filoda bir öncekinin üç katı kadar sayıda gemi bulunacağı tahmin ediliyor. Filoda Avrupa toplumlarının bazı etkin isimleri yer alacak.
Bir önceki saldırısından dolayı ciddi tepkilere maruz kalan işgalci bu kez bayağı telaşlı. Ondan dolayı filo yola çıkmadan devletlerin resmi şiddet uygulayarak önlemesi için yoğun çaba harcıyor. Ama biz bu çabaların sonuçsuz kalacağını umuyoruz.
Yine siyonist korsanlık: Son zamanlarda iyice azgınlaşan ve devlet değil korsan çete olduğunu tümüyle açığa çıkaran siyonist işgal, günlerden beri Gazze’ye düzenlediği saldırılarının hedefini genişleterek Sudan’a saldırdı. Bu saldırısına mazeret uydurabilmek için Hamas’ın askerî kanadına mensup bazı komutanları hedef aldığını iddia etti. Hamas, Sudan’a yönelik saldırıda şehit edilenlerin veya hedef alınanların kendisiyle bir ilgisinin olmadığını bildirdi. Bizim tahmin ettiğimize göre bu saldırı Sudan’ın Filistin davasına destek vermesinden, Kudüs’e yardım amacıyla vakfiye oluşturmasından ve Kudüs davasına yardım için kurulmuş gönüllü sivil kuruluşların sosyal etkinliklerine ev sahipliği yapmasından kaynaklanıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.