- Lütfü Bey; YSK’nın 12 Eylül darbecilerince yapılmış anayasaya ve ona tabi yasalara dayanarak, BDP’nin desteklediği bağımsız milletvekili adaylarını veto etmesiyle başlayan kriz bittiyse de bu anayasa tümüyle yenilenmedikçe ülkemizin böylesine krizlere gebe olduğu görüldü. Bu konudaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
- Bu ülkede anayasa yoktur, paşayasa vardır! Paşayasa diyorum; çünkü bu ülkede anayasa denilen şeyi hep paşalar yapmıştır. Şu anda yürürlükte olan anayasa denilen şeyi de paşalar yapmıştır. Bu paşayasa insan hak ve özgürlüklerine düşmanlık demektir. Bu paşayasa yasakçılık, baskıcılık demektir. Bu paşayasa Kemalizm dışında hiçbir fikre hayat hakkı tanımamak demektir. Bu paşayasa Kemalizm dışında fikirler savundukları, Kemalist devlete karşı çıktıkları için “devlete karşı suç işlediler” deyip mahkûm edilenlerin, hatta bir yıl hapis cezasına bile mahkûm edilenlerin milletvekili seçilme haklarını ellerinden almak demektir. Üstelik çoğu darbe dönemlerinde verilmiş bu mahkûmiyetlerin, temel ve evrensel hukuk kurallarının çiğnenerek verildiğini dünya alem bilmektedir. İşte, böylesine hukuksuz mahkûm edilenler cezalarını çekseler ve de “affa uğrasalar bile”, onların milletvekili seçilme hakkını bu paşayasa gasp etmektedir. Çünkü bu paşayasa demokratik hukuk devletini değil ceberut devleti esas almak, insan hak ve özgürlüklerini hiçe saymak demektir. Kısacası, bu paşayasa faşizm demektir. Ama artık Kemalizm’den başka hiçbir fikre, haki renkten başka hiçbir renge tahammülü olmayan bu faşist paşayasa tarihin çöp sepetine atılmalıdır. Paşaların yaptığı paşayasanın yerini sivillerin yaptığı farklı fikirlere, farklı renklere hayat hakkı tanıyan anayasa almalıdır. Artık bu iş daha fazla uzamamalıdır. Seçimden sonra toplanacak Meclis’in ele alacağı ilk iş bu olmalıdır. Ve artık bu ülkede geçerli olan paşayasa değil anayasa olmalıdır!
KILIÇDAROĞLU BAŞBAKAN OLUR; AMA 23 NİSAN’DA!
- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na göre, önümüzdeki seçimlerde partisinin oyları yüzde 40’a ulaşacak ve de CHP iktidar olacak. CHP’nin bu oy oranına ulaşması ihtimali var mı sizce?
- Malumunuz bugün 23 Nisan; bugüne uygun olarak şöyle düşünüyor insan! CHP iktidar olur; ama ancak 23 Nisan’larda olur! Kemal Kılıçdaroğlu da başbakanlık koltuğuna ancak 23 Nisan’larda oturur! CHP’nin yüzde 40 oy oranına ulaşması ihtimali ise var; ama eğer Genelkurmay Başkanlığı AKP’ye verdiği gibi CHP’ye de 27 Nisan muhtırası verirse bu ihtimal var! Hani Genelkurmay, 2007 seçimleri öncesinde AKP’ye 27 Nisan muhtırası verip bu partinin oylarını yüzde 47’ye yükseltmişti ya; işte öyle bir muhtıra da CHP’ye verirse, CHP’nin yüzde 40 oy oranını aşması ihtimali bile var! Ne var ki tarihi boyunca CHP’ye muhtıra vermemiş, onu hep koruyup kollamış Genelkurmay’ın böyle bir muhtıra verme ihtimali var mı? Genelkurmay’ın muhtıralarına, darbelerine Menderes’in, Demirel’in merkez sağ partileri muhatap olmadı mı? Acaba şimdi CHP’nin milletvekili aday listelerini Demirel’in adamları ile doldurması, CHP’yi Demirel’in yönettiği merkez sağ partilere benzetmesi bundan dolayı olamaz mı?! Tabii bunlar işin esprisi, şakası. İşin esprisi, şakası bir yana, bugünkü CHP’nin merkez sağ partiden bir farkı kaldı mı? CHP’nin açıkladığı milletvekili aday listesinin köşe başlarında Demirel’in adamları, CHP’nin açıkladığı seçim beyannamesinde de AKP taklidi olan vaatler yer alıyor. Ancak seçmenin aslı varken taklidine oy vermeyeceği unutuluyor. CHP’yi Demirel’in DYP’sine ya da Tayyip Erdoğan’ın AKP’sine benzeterek seçmenden yüzde 40 oranında oy alacağını, iktidar olacağını düşünen Kemal Kılıçdaroğlu, anlaşılan şu gerçeği de bilmiyor. CHP sadece Bülent Ecevit döneminde seçmenden yüzde 42 oranında oy aldı. Ama nasıl aldı? Ecevit’in liderliğindeki CHP bu oyu 1971 askeri darbesine karşı tavır koyarak, ezilenlerin, yoksulların, emeğiyle geçinenlerin sözcülüğünü yaparak aldı. “Ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen” diyerek aldı. Bugünkü CHP’nin halkla böyle gönül bağı kuran bir tavrı, bir söylemi var mı? Bugünkü CHP’nin merkez sağ partilerin kötü bir taklidi olmasından öteye bir anlamı var mı? Öyleyse aslı dururken taklidine seçmenin yüzde 40 oranında oy vermesi, onu iktidara getirmesi ihtimali var mı?