Malûm işler...
Asla “ne malûm?” demeyin. Malûm sürekli ilam edilip duruluyor. (Sakın ola, “malumu ilan” demeyin, Türkçeden bi behre olduğunuzu çakanlar olabilir.)
Burada en büyük “malûm” seçim.
Türkiye’de seçim gerçek anlamda yapılmaya başlandığından beri, seçim sonuçları malûmları rahatsız ediyor.
Her seçimden sonra, “Bu halk neden bizi seçmiyor, biz onların seçebileceği bir konuma nasıl gelebiliriz?” sorusunu sormak yerine, malûm tepkiyi gösteren malûm kesimler herkesin malûmu...
İlk serbest seçimleri “Türkiye’yi kurtaran malûm parti” değil de, Demokrat Parti kazandı.
Bu sonuç malûm olduğu üzere, bugünlere kadar süren malûm bir tepkiye yol açtı.
Ne olacak peki?
Bu halk malûm olduğu gibi, kimi seçeceğini bilmez. Cahillikleri malûm. Eh tahsil seviyeleri yükselirse, malûmları seçmekten vazgeçmeleri kesindir!
Bu sözler ilk edildiğinde, Türkiye’de bir buçuk üniversite vardı. Bir İstanbul, yarım Ankara!
Tek parti idaresi milletin okur yazar olmasını istiyordu istemesine de, ilk mektepten yukarısına da pek razı değildi.
O yüzden cumhuriyetimiz tek parti devinde üniversite öğretimini yaygınlaştırmaya pek heveslenmedi.
Sadece üniversite öğretimini mi?
Orta öğretimi de!
Sultan Abdülhamid devrinde açılan liselere çok az ilavede bulunuldu bu yüzden.
Hâlâ “9. Cumhurbaşkanı” olarak anılan bir karnı geniş politikacının, memleketi Isparta yerine Afyon’da okumasının sebebi budur. Çünkü Isparta gibi bir vilayet merkezinde lise yoktur!
Halkın cahilliği yüzünden rey alan, iktidara gelen Demokrat Parti her nedense, CHP’nin yapmaktan imtina ettiklerini yaptı.
Liselerin sayısını çoğalttı. Isparta’nın da lisesi oldu, Burdur’un da, Urfa’nın da!
O zamanın malûm partisi sadece lise sayısını çoğaltmakla kalmadı, yeni üniversiteler de açtı.
Ankara Üniversitesi’ni tamamladı.
İstanbul Teknik Üniversitesi açıldı.
Sadece Ankara’da, İstanbul’da değil, İzmir’de, Trabzon’da ve Erzurum’da da üniversite açtı!
“Uçan kuşlara malûm olsun”, bunlar bizim malûmlara göre düpedüz kendi bindiği dalı kesiyordu.
O kendi oturduğu dalı keserken, malumlar, malum darbeyi yaptılar. Malum teorilerinin gerçekleşmesini beklemek sabrını gösteremediler!
Sabretselerdi malûm hedeflerine ulaşacaklardı!
Burada ben de “ne malum!” şerhini koyuyorum.
Yıl 2011. Bindokuzyüzellinin malûm hadisesinin üzerinden 60 yıl geçti.
Halk iktidarı değiştirdi.
Bunlar da malum komplekse kapıldı.
“Malûmlar iktidara gelirse ne olacak jeneralim?”
Bu son yüzyılın mağluplar tarafından en çok sorulan ve cevabı verilemeyen sorusu değil de nedir?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.