Hasan Aksay

Hasan Aksay

“Çılgın Proje” atılımın ismi değil, tanıtımı

“Çılgın Proje” atılımın ismi değil, tanıtımı

“Çılgın Proje” bir tanıtım ismi. Maytap fişeği. Dikkat çekti. Görevi bitti.

Bu proje bana heyecan veriyor.

Detaya inmeden sadece ufkuna bakıyorum. Üstün manevi değerler iklimine 5 asır önce kapılarını açan İstanbul, Yeni Çağı getirmişti. Bir kere daha kendini yenileyecek. Medeniyetini filizlendirecek. Global dünya, ölümsüz değerler özleminde. Ölüme yenik düşmek istemiyor. Bunun yolu İslam. İstanbul 5 asır, bu ölümsüzlük ahlakını temsil etti. Şimdi tazelenme zamanıdır. Gerisi teferruat.

İnsanlık, materyalizm ve sömürgecilikten çok çekti. Neredeyse insanlığı, maddi kaygı ve boş hedefler hurdalığında kaybedecekti. Felaket, ibretler doğurur.

İnsanlığın akıl ve ruhunu tatminden uzak, beklentisine cevap vermeyen, fakat hâlâ dünyanın etkin gücü Batı. Oyalama dışında, ciddi üretimi yok. Konkort uçağı, AB gibi dev maliyetli işler, Firavun ehramları gibi müzelik olma yolunda. ABD senatörleri, “Filistin devleti kurulursa, Filistin ve BM’ye de yardımı keseriz” diyor. Kuvvetten başka değer tanımıyor. İnsanı yok sayıyor. Batı, bu haliyle “hasta adam”dır. İnsanlık, “düşmanının ekili arazisini çiğnetmeyen” bir yürek ve ahlak çağı özlüyor. Tarihi sembolü İstanbul.

Bir an önce miras için, kiralık katil tutup, anne babasını öldürten evlatların, sevgilisini doğrayıp, poşetleyip, çöp kutusuna atanların vahşetini okumaktan tiksindi insanlık. Yunus’ların gönül baharının tek yolu, “Ekmel-i mahluk ve eşref-i mahluk” insanlık iklimini yaşatmaktır. Örnek İstanbul tarihinde. Geliştirme sorumluluğu zamanda.

İstanbul, çok el değiştirdi. Fatih’le, yani İslam ile yeni bir çağa sahne ve sembol oldu. Şark’ın dirilişini, iman, ahlak, güven değerleriyle yeni bir İstanbul düşlemek ne güzeldir. Daha güzeli bu yolda son gayret çalışmaktır.

Global dünyada İstanbul’a 25 milyon az bile. Tokyo, şimdi 35 milyon. İstanbul, mazlumlar için sığınak, insanlık hadimlerinin ise sorumluluk merkezidir. Anadolu, insan ve beyin göçünün, engelsiz cazibe alanı olmalıdır.

Değerler izzetinde yoğunlaşan irade, kendine layık mekanı sağlar. Belki Anadolu’nun ortasından Karadeniz’le Akdeniz buluşur. Göller, Hamburg gibi limanlar, şehirlerle donanır Anadolu. Yunus söyler, insanlığa saadet sofraları kurulur. Üstün yaratılan insanın gücü ve üstünlüğü ahlakındadır.

Bu filizin tohumu, kara toprağı nasıl yardı gördük. Allah’ın adıyla başlandı. Önce ahlak ve maneviyat, önce insan, dendi.

Hayatı, dirilişi, oluşu temsil eden, “Anadolu Yeşiline” karşı samyeli estirmek isteyenler de görüldü. “Moda örtü baş tacı; İslam içinse asla” diye çırpındılar. Zulme meydan okuyan kızlar, dünya üniversitelerinde başarı destanları yazdılar. Her zorluğu göğüsleyen iman gençliği, Anadolu’nun yeşillenen sermayesinin zekat ve kurbanlarıyla Afrika çöllerinden Kafkaslar’a tüm dünyada fakirlerin yardımına koştular. Doktorlarımız, alın terlerini şifa ırmağı yaptı, çöllere akıttı. “70 cente muhtaç” edilen millet, İslam ahlakıyla çöllere de hayat oldu.

Asırlarca ümitle baktığı İstanbul’a, yeniden yönünü dönen insanlığın bu ümidi, eşsiz bir bahar müjdesidir. Bu gönül meyli, cevap ister. İstanbul’un, bu genişleme hamlesiyle, “evet” diyen bir cevap niteliği kazanmasını diliyorum.

Komşu İslam ülkeleriyle adeta savaş eşiğine getirilmiştik. Milletimiz için, “İÇ DÜŞMAN” yaftası kondu. Tek dost İsrail. Kaymakamlar, valiler fişlendi. Uçurumun başına gelinmişti ki milletçe anayasa oylamasını başardık. Azim rahmet!

“Komşularımızla sıfır problem, dünya ile barış.” Vizesiz ülkeler. BM ve uluslar arası kurumlarda önemli görevler. Ben AET Grubu Bşk. Yrd. iken, bir Berlin toplantısında Fransa Milletvekili, “Akdeniz Birliği’nde Türkiye’nin işi yok” diye diretmek istemiş, ağır tartışma yaşanmıştı. İki dönemden beri Akdeniz Ticaret Odaları Birliği Başkanlığını, Fransız adaya karşı kazanan İTO Başkanımız Sayın Murat Yalçıntaş büyük bir dirayetle yürütüyor. Bütün bu nimetleri, münferit hadiselere indirgemek, nimete şükürde eksiklik olur. Gereken, “iki gününü birbirine denk bırakmamak” gayretiyle fiili şükrü devam ettirmektir.

Çağ demokrasi çağıdır. Büyük-küçük her harekette geniş kitlelerin nasibi veya nasipsizliği vardır. Elbette bu nasip, ihlas, gayret, risk üstlenme, emek ve fedakarlık nispetinde fark ve zirveler yapar.

Milletimizin gerçekleştirmekle sorumlu olmasını dilediğim, ahlak ve insani değerler medeniyetinin, “Global Medeniyet Çağı” olarak bütün insanlığa hayırlar getirmesini Allah’tan niyaz ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi