Hac farzdır hac kayıtları başladı 5
Rivayet edildiğine göre, müşriklerin bazı erkek ve kadınları Beytullah'ı çıplak olarak tavâf ediyorlardı. Tavâf esnasında parmaklarını birbirine kenetleyip ağızlarına götürerek ıslık çalıyorlar, bir taraftan da ellerini çırpıyorlardı. Bu da iddialarına göre onların duası idi.
İşte İslâm, Mekke-i Mükerreme'nin fethinden sonra, Hz. Âdem (A.S.)dan beri varolan, Hz. İbrahim (A.S.) tarafından tebliğ edilip müesse-seleşen hac ibadetinde bulunmayan şirk unsurları, zaman içinde uğradığı tahrifatı, Kâbe'nin içinde ve etrafında bulunan putlarla birlikte temizlemiş, onu aslî esaslarına kavuşturmuş ve artık değişmez kurallar halinde yeniden organize etmiş, hac ibadetini tevhit inancına uygun hale getirmiş, gerek hac ile ilgili inen âyet-i kerimeler, gerekse Veda Haccı'nda Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin uygulamaları hacca son şeklini vermiştir.
Haccın farziyyeti:
Haccın farz olması: Kitap yani Kur'ân-ı Kerim, Sünnet ve İcma-ı Ümmet ile sabittir. Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
"Ona bir yol bulabilenlerin, gücü yetenlerin Beyti hac ve ziyaret etmesi ALLAH Teâlâ'nın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Haccın farz olduğunu kim inkâr ederse bilmelidir ki, ALLAH Teâlâ bütün âlemlerden müstağnîdir, kimsenin ibadetine ihtiyacı yoktur." (Âl-i İmrân sûresi:97)
"Bütün insanlar içerisinde haccın farz kılındığını ilan et ki! Gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen yorgun-argın, zayıf düşmüş develer üzerinde sana gelsinler." (Hac sûresi:27)
Bu ilan ve çağrı emrini veren ALLAH Teâlâ'dır. O halde bu ilan ve çağrıyı iyi anlamak gerekir. İlan ve çağırmakla emrolunan ilk önce Hz. İbrahim (A.S.)'dır. Çağrılacak davetliler bütün insanlar, davete icabet edenler ise teslim olanlardır. Hz. İbrahim (A.S.)'a Kâbe'yi inşa ettirip namaz kılacaklar için her türlü şirk unsurundan temizlettikten sonra, ALLAH Teâlâ O'na, insanları hacca davet etmesini emretmiştir. Veda Haccı'nda ise son Peygamber Hz. Muhammed (S.A.V.) efendimiz bu İbrahimî çağrıyı yenilemiş ve ebedîleştirmiştir.
Bu çağrı, ALLAH Teâlâ'yı mübarek yer ve zamanlarda anmaya, tevhide ve takvaya bir çağrıdır. Halkımız arasında çok yaygın olan "Hacca çağrılma" deyimi, buradan gelmektedir. Şayet bir Müslüman hacca gidebilecek güç ve imkânı bulabiliyorsa, o bu çağrının doğrudan muhatabıdır ve fazla gecikmeden bu daveti kabul etmelidir.
Bu İbrahimî çağrıyı duymak istemeyenler, davetin kimden geldiğini, davetçinin kim olduğunu ve davette neler kazanacağını dikkate almalıdırlar. Aksi takdirde bu çağrıya icabet etmeyip, son çağrıya katılmak yani ölmek durumunda kalmaları halinde, neler kaybedeceklerini de düşünmeleri gerekmektedir. Önemle bak: Haccı, mazeretsiz olarak terk etmenin vebali!
Her yıl tekrarlanan bu çağrıyı "lebbeyk!" diyerek kabul etme bahtiyarlığına eren Müslüman da, bunun herhangi bir ülkeye sıradan yapılmış bir seyahat davetiyesi olmadığını bilmelidir. Bunun çok çok özel bir çağrı olduğunu, kendisinin de ALLAH Teâlâ'nın seçkin davetlileri arasına girdiğini ve O'nun huzuruna hangi ruh hali ile gideceğini idrak etmelidir. Kısaca, bu çağrıyı, niçin ve nereye çağrıldığını anlamalıdır.
"Hac ve umreyi ALLAH Teâlâ için tamam yapınız..." (Bakara sûresi: 196)
Bu âyet-i kerimeler, haccın Müslümanlara farz kılındığını ve bunun bir "ALLAH Teâlâ hakkı" olduğunu ifade etmektedir.
ÖNEMLİ NOT: Hacca veya umreye gidecek olan kardeşlerimize:
1- "Ya Rabbi! Ben Senin Rızan İçin Hac Yapmak İstiyorum" isimli eserimizi,
2- "Ya Rabbi! Ben Senin rızan için UMRE yapmak istiyorum" isimli eserimizi,
2- "Ya Rabbi! Ben Senin rızan için DUA yapmak istiyorum" isimli eserimizi,
3- "Ya Rabbi! Ben Senin rızan için ZİYARET yapmak istiyorum" isimli eserimizi önemle tavsiye ederiz.
Eserler için müracaat: Tereke yayıncılık, TEL: 0216 521 39 56 0532 610 33 49
Haccın farz olduğunu bildiren bir çok hadîs-i şerif vardır. Abdullah b. Ömer (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:
"İslâm beş temel esas üzerine kurulmuştur: ALLAH Teâlâ'dan başka hiçbir ilah bulunmadığına ve Muhammed'in ALLAH Teâlâ'nın Resûlü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, haccetmek ve Ramazan ayı orucunu tutmak." (Buharî, İman:l, No:8, 1/12; Müslim, İman:19-22; Tirmizî, İman:3; Nesâî, İman:13)
Nafi (R.A.) den rivayete göre bir adam Abdullah b. Ömer (R.A.)'a geldi de:
- Ey Ebu Abdurrahmân! Azîz ve Celîl olan ALLAH yolunda cihâdı terkederek bir yıl hac, bir yıl da umre yapmana seni ne sevketti? Hâlbuki sen ALLAH Teâlâ'nın cihâda ne kadar çok teşvîk ettiğini bilmişsindir! dedi. Abdullah b. Ömer (R.A.), O'na:
- Ey kardeşim oğlu! İslâm beş şey üzerine kuruldu: ALLAH Teâlâ ve Resûlüne îmân etmek, beş vakit namazı kılmak, Ramazan ayı orucunu tutmak, zekâtı ödemek, Ka'be'yi hac yapmak, dedi. (Buhârî, Tefsîr, Bakara sûresi:193, No:4243, 4/1641)
Bu iki hadîs-i şerifte "hac" ibadeti İslâm'ın beş temel esası arasında zikredilmiştir. Hakiki Müslüman olabilmek için işbu beş temel esası yapmak zaruridir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.