Bir ihtimal uğruna, neler yapabilir insan! Yeter ki gönlünden geçenler için, ufak da olsa bir ihtimal belirsin.

Sevdiğiyle oturup bir fincan kahve içme ihtimali varsa, işlerini hızlandırabilir mesela.

Mesela dedik; bazen de bu kadar sıradan olmayabilir.

Gönlünden geçen kişinin, bir partiye "genel başkan" olma ihtimali varsa...

Tünelin ucunda ufak bir ışık gibi görünse bile, bütün enerjisini onun için harcayabilir.

Enerjisini, gücünü, nüfuzunu, birikimini...

***

"Haberal CHP'nin başına geçecek" manşetini görünce, ne düşündünüz bilemem.

"Yok artık" mı dediniz, "Münasiptir" mi dediniz, "Neden olmasın" mı?

Biz ne dersek diyelim, fark etmez; olacaksa olur.

Hatta "Nayır, n'olamaz" desek bile, etkisiz.

***

İleri sürülen bu iddia doğruysa, herşeyden önce dikkate almamız gereken bir husus var:

Haberal projesinin en büyük destekçisi Demirel.

İşte burada durulur.

Durunca şapkayı da çıkarıp düşünmek gerek.

O ilişkinin kaç yıllık mazisi vardır, bu ikilinin sıkı fıkılık derecesi nedir, niçin öyle tasarlanmıştır, bunları açık ve net şekilde bilmeden konuşmak yanlış.

Diyelim ki şapkamız yok.

Bu durumda yapılacak ilk iş, bir şapka edinmek.

***

Niçin başka bir parti değil de CHP?

Niçin başka biri değil de Haberal?

Niçin genel başkan yardımcılığı değil de genel başkanlık?

Bu tür sorular aslında teferruat sayılır.

***

Dahası, bir yerden sonra aday olarak düşünülen Haberal ismi bile teferruata girebilir.

O olmaz da başka bir isim çıkarılabilir.

Sinan Aygün veya bir başkası neden olmasın?

Önemli olan, tasarım sahibinin gönlünden geçmesi; sağ gösterip sol vurabilir isterse.

Ayrıca o isimlerin Ergenekon'da yargılanmaları da mühim değil. Henüz yargılama bitmedi.

Ve tabii, cezaevinden kurtulmanın bir yolu tünel kazmak ise, diğeri seçimde aday olmak...

(Bu arada, görüş belirtmek gerekirse, yargılamanın tutuksuz olanı makbuldür bence.)

***

Bu isimler yıllar boyunca hep sağ görüşlü olarak bilinmiş, CHP'nin kapısından bile geçmemişler türünden itirazlar pek anlamlı değil.

Demirel de kırk yıl boyunca siyasi yelpazenin sağında yer aldı da ne oldu?

Üstünü kazıyınca, altından başka bir şey çıkmadı mı 28 Şubat'tan bu yana?

Hani yıllar yılı Galatasaray'da top koşturan bir futbolcunun, jübilesinden sonra "Hayatım boyunca gönlümde yatan takım Fenerbahçe idi" demesi gibi bir şey işte bu.

Yahut takım isimleri yer değiştirsin, sonuç aynı.

***

Özel hayatın gizliliği, ahlâk, şu, bu gibi birçok sözü ard arda sıralasak bile, neticede CHP'nin bir numaralı koltuğu, bir kaset skandalı sebebiyle değişmiştir.

Şu günlerde yine aynı sözleri sarf ediyoruz ama benzer bir hadise MHP'de yaşanıyor.

Biz şayet kasetler vasıtasıyla siyaseti dizayn edenlerden değilsek, "olurdu-olmazdı" gibi düşüncelerimiz sonuca etki etmez.

Ecevit'in bir sözü vardı, "Siyasette hiçbir şey gizli kalmaz" demişti.

Belki bir gün bu kaset işlerinin organizatörleri de meydana çıkar.