'Hareket'ten kasıt bu muydu?
On büyük beyaz, dokuz küçük zenciden daha hızlı tükendi... İstifa üstüne istifa!
Maksat, parti zarar görmesin.
İyi de, biraz geriye çekilip iki adım uzaktan baktığımızda, manzara nedir?
Hemen farkına varıyoruz ki asıl memleket zarar görüyor bu işlerden.
Ve bizim bildiğimiz, memleket meselesi her türlü parti çıkarının çok üstündedir.
Öyle olmalıdır.
*
Hayret bile artık para etmez hale geldi.
Çok önemli görevlerdeki o saygın isimlerin kasetleri çıkıyorsa, herkesin kaseti olabilir.
Sırası gelen servise girer!
Bu itibarla, film sektöründekilerle iyi geçinmek lâzım!
*
Senarist, yönetmen, yapımcı, kameraman milletinden her kimle karşılaşsak, dikkatli olalım.
Onların gönlünü hoş tutmalı, tebessüm etmeli, keyfini kaçırmamalıyız.
İnsanların evlerine kadar girip, gizlice kamera yerleştiriliyor, daha ne?
Bu gidişle insanlar, yatağa takım elbise ve kravatla girecekler.
Sırf tedbir adına.
Bilhassa siyaset adamları.
*
Parti, göreceği kadar zarar gördü.
Kaset + tehdit = istifa denkleminden ülke de fazlasıyla sarsıldı.
Bu aşamada, üzerinde düşünülmesi gereken konular var.
Başta gelenleri zikredelim:
Siyasîlerin itibar kaybetmesinden kim kazançlı çıkabilir?
MHP'nin zarar görmesi, kime fayda sağlayabilir?
Barajı aşamaz ve yüzde dokuz buçuk ile Meclis dışında kalırsa, MHP'siz bir yapının yeni Anayasa hazırlaması, ne derece sağlıklı kabul edilebilir?
*
Şimdi MHP kaynayan kazan.
Seçime kadar kaynama son bulmaz.
Seçimden sonra da dineceği şüpheli.
Belki de Genel Başkan Bahçeli'yi koltuğundan edene kadar 'çalışmaya' devam etmekte kararlı kaset yapımcıları.
Bahçeli'nin ne karar vereceğini bekleyen görecek.
Daha önceki resti, üç gün sonra geçerliğini kaybetti ve iyi olmadı.
Keşke hadise orada kapansaydı.
*
Fakat Bahçeli'nin o çıkışıyla olay kapanmadı ve aksine şiddetlendi.
Elbette kasetler ve istifalar yüzünden en hareketli parti, MHP şu günlerde.
Anlaşılan o ki daha önceden de hareket varmış ama gizliden gizliye olduğu için, kamuoyunun haberi yokmuş.
Kamerası da gizli, hareketi de.
* Bendeniz hareketin yönü ve şekli konusunda hâlâ bilgisiz ve ilgisiz durumdayım.
Kasetlerin hiç birini izlemedim çünkü.
Merak etmeyi bile hoş bulmadım.
Yalnız şunu biliyorum:
Milliyetçi Hareket Partisi derken, orada kast edilen hareket, yatak odası hareketleri değil.
"İleri-geri" konuşmanın da anlamı yok bu durumda.
Bir sonuca bağlanmayacaksa, elle tutulur somut bir sonuç getirmeyecekse, kelime yakmak, havanda su dövmekten, cephede havaya mermi sıkmaktan farksız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.