Gündem yine hızlandı. Bombalar patlıyor, gazeteler basılıp cam çerçeve indiriliyor, meydanlardaki konuşmaların hararet seviyesi yükseliyor...

Bu arada sataşmalar da almış başını gitmekte.

Hadi biraz dedikodu yapalım.

Kim kime ne demiş, hepsiyle başa çıkamayız ama bir ucundan başlayabiliriz.

*

Merdiven altı üretim yapan bilumum tatlıcıların, dondurmacıların, lokantacıların korkulu rüyası Uğur Dündar, Ajda Pekkan'a vermiş veriştirmiş.

Uygun gördüğü sıfat: 'Yalaka'.

Ne kadar şık!

*

Ajda Pekkan, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'a "Sayın Bakanım her zaman sanat ve sanatçının yanında oluyorsunuz" dedikten sonra hızını alamamış, iltifatın dozunu kaçırmış.

"Muhteşem vizyonunuzla hep ülkemizin önünü açıyorsunuz. İyi ki varsınız, hep olun. Sizin için canımızı vermeye hazırız. Siz hep yanımızda olun. Allah sizi başımızdan eksik etmesin..."

Gördüğünüz gibi her cümlede bir kademe daha yükseltmiş Ajda Pekkan seviyeyi.

*

Aşırı tevazu kibirdendir.

Aşırı iltifat da pek hoş durmuyor.

'Muhteşem' demese de meramını layıkıyla anlatmış olurdu.

"Sizin için canımızı vermeye hazırız" sözüne hiç gerek yok.

Kimsenin can falan istediği yok zaten.

İşin orası, söz sahibinin abartma eğiliminden.

*

İltifatı damardan veren Ajda Pekkan'ın sözleri, Uğur Dündar'ı çileden çıkarmış.

O da kendine hâkim olamamış ve eleştirinin dozunu kaçırmış.

"Bunlardan sanatçı falan olmaz" diyor, "Yalakalığın kitabını yazıyor adeta..."

Hoşuna gitmeyen bir söz söylenince, insanın sanatçılığı bile sorgulanıyor.

Bir anda 'sanatçı' olmaktan çıkıveriyor.

Çünkü bir Devlet Bakanı'na iltifat yağdırmış.

Çiz gitsin!

*

Uğur Dündar da hakaret etmekte hızını alamıyor.

"Sanatçı dediğin bu kadar yalaka olamaz. Sanatın bu kadar alçaldığı başka bir durum var mıdır? İnsan dinlerken okurken utanıyor."

Sanatçı olmak için muhalif duruş şart demekki.

"Olmaz kardeşim" diyeceksin, "Çok yanlış yapıyorsunuz" diyeceksin, daha ileri gidip "Siz de adam mısınız" çıkışıyla bağıra çağıra söyleneceksin, o zaman sanatçısın!

Üstüne bir de "Onuncu yıl marşı"ndan bir iki satır söylersen, tadından yenmez!

"Çık tıka çıka lınla..."

Aksi halde alçaldın gitti.

*

Beğenmek yok. Aşırı beğenmek hiç yok. Olmamalı, olamaz!

Çok beğendiğini dile getirmekse, konu bile edilemez; asla ve kat'a.

Uğur Dündar'ın gözüne girmek isteyen sanatçılar, sanatçılığını tescil ettirmek isteyenler, bu kurallara özellikle dikkat etmeli.

Ajda Pekkan'ın sanatçılığı, Uğur Dündar'ın gazeteciliğinden de televizyonculuğundan da eskidir ama orası mühim değil.

Diline hâkim olmasaydı, "Bunlar merdiven altı sanatçısı" bile diyebilirdi. Yine iyi.