Kisve ve kimlik yozlaşması
İnsanın insanca var olup yaşamak ve şahsiyetini muhafaza etmesi için kimliğini muhafaza etmesi çok önemlidir. örneğin köy vb herkesin birbirini tanıdığı küçük yerleşim birimlerinde insanın yanlış hareket etmesi zordur. çünkü kişi kınanır, ayıplanır ve itibarını kaybeder. Bunun sebebi herkesin birbirini tanıması ve yanlış yapana karşı tavır koymasıdır.
Büyük şehir ve metropollerde ise kimse kimseyi tanımamakta, kim kime dum duma bir hayat sürmektedir. Dolayısıyla kötülük, çoğunlukla yapanın yanına kar kalmaktadır. Bu da mürakabe gerçeğini kavrayamamış insanları, hata ve günahta cesaretli kılmaktadır. Bu sebeple büyük şehirlerde gün oluyor suçlardan geçilmiyor. Mal, can, namus ve nesil emniyeti yok.
Sivil hayatta doktor, mühendis, öğretmen, imam, hafız, müftü olan muteber insanlar asker olup saç sakal tıraşı olduktan ve tek tip elbise giydikten sonra ayak takımıyla farklarının kalmaması da benzeri bir örnektir. Bu insanların her biri sivil hayatta kimlikleri ve meslekleri bariz olduğundan belki de başlara tac konumundaydılar. Ama kisve ve kimlik kalkınca durum değişti.
Bu sebeple sivilde imam olan bazı insanların askerde namaz kılmadığına şahit olabilirsiniz. Halbuki aynı kişi sivil hayatta bir vakit namaz kılmasa el aleme rezil olur. Aynı şey diğer meslekler için de geçerlidir.
İşte yirmi sekiz şubat sürecinin İslami camia üzerindeki en ciddi zararlarından biri de kisve kimlik yozlaşmasıdır. Meş’umsüreç öncesinde tesettürlü kadınların çoğu çarşaflıydı. Erkeklerden sakallı olanlar daha çoktu, mazeretsiz sakal kesmenin haramlığı daha iyi kavranıp üzerinde duruluyordu. Sakal kesmek zorunda kalanlar ise bari bıyıklarını kesmeyi düşünmüyorlardı. Kestikleri taktirde toplum içinde küçük düşeceklerini biliyorlardı.
çarşaf,sakal, takke, şalvar üzerinde niçin bu kadar duruluyor derseniz, bu itirazınızın da 28 şubat sürecinin bir sonucu olması kuvvetle muhtemeldir. Kisve kimliğin dışarıya yansımasıdır. Sadece başörtüsü değil tüm İslami kisveler islamın sembolüdürler. Başörtüsüne savaş açan münafıkların “siyasi simge” ifadesiyle asıl kasıtları da İslami simgedir, ancak İslami simge diyerek saldırsalar foyaları ortaya çıkacağından siyasi simgeyle kamufle ederek kinlerini kusmaktadırlar.
İSLAMİ KİSVE NİçİN öNEMLİDİR
1. islami kisvenin her biri lisanı hal ile islamın tebliğidir. Zira İslami kisveyi üzerinde taşıyan Müslüman gittiği her yere islama ait bir mesaj taşımaktadır. Lisanı hal lisanı kalden çok daha etkilidir. çünkü lisanı hal ile anlattığın kesin yaşadığın ve yaşadığını deklare ettiğin gerçeklerdir. Ama dilinle anlattıkların yaşadıkların oladabilir olmayadabilir. Ayrıca dilinle anlattıkların bizzat yaşadıkların olsa bile muhatabının malumu değildir. Ayrıca dilinle sadece konuştuğun zaman tebliğde bulunmuş olursun, halbuki İslami kisveyi üzerinde taşıdığın her zamanda her zemine islamın mesajını taşımış oluyorsun. Tesettürlü her kadın diğer kadınlara onların da örtünmeleri gerektiğini anlatmaktadır. Laikçi çevrelerin tesettüre bu denli saldırmaları boşuna değil. Onlar da aynı mesajın her an her yere taşınıp iletilmesinden rahatsız oluyorlar. Kaldı ki bazıları kinlerini pervasızca dışarı kusmaktadırlar. Aynı şey sakal, sarık vs içinde geçerlidir.
2. İslami kisve sürekli ibadettir. Namaz nasıl Allah’ın (cc) emriyse tesettürde öyledir. Bir insan on beş dakikada öğle namazını kılmakla on beş dakika ibadet etmiş olur, ama bir bayan üzerinde tesettürüyle her an ibadettedir. Tabi yarı çıplak ve dekolte halde dışarı çıkmak ise tam tersine sürekli haram işlemek ve onu yaymaya çalışmak manasına gelir. Aynı süreklilik diğer kisveler içinde geçerli olup sünnetse sünnet, vacipse vacip ibadet devam etmektedir.
3. İslami kisve sosyal ibadettir. Nasıl ki çıplaklık sosyal / genel bir haram ise. İçki kumar gibi haramların zararı, yapan kişi veya beraberinde birkaç kişiyle sınırlıdır halbuki, Rasulullah (sav) ın tabiriyle “giyinmiş çıplak” dekolte ve enva-ı çeşit makyajla dışarı çıkan bir kadın geri dönünceye kadar bin kişinin şehvetli bakışına sebep olmuşsa bin tane günah işlemiş olmaktadır. Zira bir şeye sebep olan onu yapan gibidir.
4. İslami kisve mürakabe şuuru ve sürekli bir bekçidir. İslami kisveyi taşıyan her kadın ve erkek İslami kimliğini izhar edip haykırmakta, başka bir deyimle Allaha (cc) teslimiyetini deklare etmektedir. Böyle olunca o insan ulu orta nefsinin arzu ve heveslerine göre davranamaz. Kadının tesettürü ve erkeğin sakalı, şalvarı onu nice hata ve haramlardan alıkoyar.
5. İslami kisve günahlara bağışıklığa engeldir. Günaha devam eden insana zaman içinde bu günahlar gayet hafif gelmeye başlar. Haramı hafife almaksa itikadi tehlikedir. Nitekim nice şuurlu Müslüman bayanlar tesettürün suyunu çıkardılar. çarşafı bırakıp manto giydikleri ilk zamanlar mantoları gayet geniş ve tesettürün ruhuna uygundu. Başörtüleri de siyah vb bir renk olup çekicilikten uzaktı. Ancak gün geçtikçe mantolar daraldı vücut hatlarını belli eder hale geldi, başörtüleri de allı, güllü, yaldızlı oldu ve tesettürün ruhuna aykırı hale geldi.
Tesettür örtmek ve muhafaza etmektir. Bir yandan kadının zerafet ve cazibesini örterken aynı zamanda hem kadının hem de erkeğin iffetini ve hayasını korumaktadır.
Erkekler cephesinde de durum farklı değil. Devir imaj devri diyerek her gün biraz daha İslami kimlikten uzaklaşmaktadırlar. Artık sadece sakal değil bıyıkta imaja feda edildi. Takke, sarık, şalvardan utanılır oldu. İslami kisve terk edilince kimsenin birbrini tanımadığı metropol şehirlerdeki gibi ve tek tip elbise içindeki askerler misali günah ve hatalara bulaşmak daha kolay oldu. İslami kişiliğimizi kazanıp korumak istiyorsak İslami kisveyi kuşanmak zorundayız.
Hakkat ne yapıyoruz kendimizi rabbimize mi başkalarına mi beğendirmeye çalışıyoruz. Büyük günde ilahi mizana halis ve Salih ameller girmektedir, imaj vs değil.