Angelina sonrası
Angelina Jolie’nin Hatay’daki mülteci kampını ziyaretinden sonra, Türkiye-Suriye ilişkileri dünyanın daha dikkatini çekti. Ünlü sinema yıldızı, Birleşmiş Milletler iyi niyet elçisi olarak 5 saat kaldı. Suriyeli çoğu kadın ve çocuk mülteci sayısı da 10.000’i aştı. Suriye’nin davetine icabetle geri dönenler, derhal işkenceyle öldürüldü.
Halkına düşman ve tutsak muamelesi yapan Esad cuntası, nüfusun yüzde 7’si mahallî bir müfrit Şîî mezhebi olan Nusayrîler’e dayanıyor. Ülkede ayrıca yüzde 4 kadar diğer Şîî mezhepler mensubu da var. Dürzîler ve her mezhepten Hristiyanlar dışında geri kalan halkın mutlak çoğunluğu azı Hanefî, çoğu Şâfiî Sünnî Müslümanlar’dır, nüfusun beşte dördüdür. Bu tablo dolayısıyle Esad cuntası, dış destek almak zorundadır.
Bu cunta, Sovyetler Birliği’nin ABD ile soğuk savaş yıllarındaki dehşet dengesine dayanarak oluştu, yerleşti, güçlendi. Bugün de Rusya’nın az da olsa etkisi var, iki sebepten: Moskova, Amerika’nın Suriye’ye de müdahalesini geciktirmek, mümkünse önlemek istiyor. Diğer sebep, Suriye ordusunun silahlarının Rus yapısı ve eski model olması, Rusya, bu modelleri yenilemeyi ümid ediyor.
Esad, şimdi Lübnan’a tekrar el attı. Lübnan’da Şiî Hizbullah partisi epey güçlü ve iktidar ortağıdır, İran desteklidir. İran sessiz ve derinden gidiyor. Irak Şîîleri ise daha çok İran’a eğilimlidir. Bu tablo, Sayın Erdoğan’ın bir Sünnî-Şîî savaşı çıkması endişesinin hiç de ihtimal dışı olmadığını gösteriyor.
Batı’da ve coğrafyamızda hayli devlet, Ankara’nın tampon bölge, mülteciler, katliâmın durdurulması gibi motiflerle Suriye’ye müdahalesinden çekiniyor. Malûm Osmanlı fobisi ne Avrupa’da, ne Orta Doğu’da ortadan kalkmış değildir. Amerika’da bile yazılıp çiziliyor. Avusturya gibi bir devlet dahi 328 yıl geçti Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tutkusundan sıyrılamadı.
Dışişleri Bakanımız’ın büyükelçilerimizi Ankara’ya çağırıp teker teker konuşturarak Suriye stratejisi tesbiti, Türkofobik duyguları arttırdı. Prof. Davutoğlu’nun ABD ve İngiltere dışişleri bakanları ile telefonla Suriye’yi görüşmesi ilgiyle izlendi. İsrail’le ilişkilerimizin az bir şey yumuşamasını bunlara ilâve ediniz. Başbakan Erdoğan’ın, Suriye’yi çağdaşlaştırmak projesinin nankörlükle karşılanması, Amerika’dan önce Suriye meselesine girmemiz ihtimalini kuvvetlendirdi. Esad cuntasının en az Kaddafi kadar kan dökmeden çekilmeyeceği, demokrasiden dehşetli korktuğu açık seçik belli oldu. Bu durumda Türkiye, daha radikal tavır alacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.