Güney Amerika'da Amazon ormanlarında kendi halinde yaşayan bir kabile tespit edildi.

Dış dünya ile hiç bağlantıları olmayan yerliler, sazdan evlerde barınıyor, tarım yaparak geçimlerini temin ediyorlar.

Bizler, her gün neler oluyor diye haber takip edenler, dünyadan habersiz yaşamak nasıl bir şeydir, bilemeyiz.

Anlamaya çalışsak bile zorlanırız.

*

Bakın, "Tarım yaparak geçimlerini temin ediyorlar" diyoruz.

Hâlbuki doğrusu "ediyorlarmış" olmalı.

Gidip gördük mü, bizzat şahit olduk mu?

Hayır... Sadece haberlerden öğrendik.

Fakat bizler için "haberle ilişki" öylesine sıkı hale gelmiş ki, hemen benimseyiveriyoruz; gözümüzle görmüş gibi davranıyoruz.

*

Brezilya'da Amazon ormanları içinde yaşayan o yerliler ne kadar huzurludur, onu da bilemeyiz doğrusu.

Belki büyük sıkıntıları vardır.

Tamam, "cari açık" gibi bir dertleri olamaz.

"İthalat ihracat dengesi" de onlar için yabancı bir kavram.

Yine de insan bildiği kadarıyla şekillendirir hayatını.

*

Gidip "Ne olacak şu Ortadoğu'nun hali?" diye sorsak onlara, ne derler?

Orta neresi, Doğu neresidir?

Orta deyince köyün ortası, doğu deyince güneşin geldiği yerdir.

Gerçi ne gidilebilir, ne sorulabilir.

Koruma altındalar, yabancılar yaklaşamaz.

*

İlkel şartlarda yaşayan bazı kabilelerin tuhaf âdetleri, bize garip gelen gelenekleri vardır.

Ölüm, doğum, düğün törenleri, çocukluktan erkekliğe geçiş törenleri, yeme içme alışkanlıkları birçok açıdan bize aykırı gelebilir.

Bir kabilede, evlilik töreni sırasında damat ile gelin bir araya gelmeden önce, damat adayı gelinin annesi tarafından test edilmektedir.

Yeterlilik testi.

*

Bir başka kabilede, çocukların sorumluluğu babaya değil, dayıya ait.

Evli çiftlerin, bir arada değil, kendi aileleriyle yaşamaya devam ettiği toplumlar var.

Yer damar damar, âdetler çeşit çeşit.

*

Tuhaflıklar saymakla bitmez.

Meraklısı bilir, bilmese de bulur.

Mesela bazı toplumlarda, seçilme yeterliliği olmayanlar bile seçime girebiliyor.

"Terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanların seçime katılamayacakları" kanunda sabit iken, o hükümleri yok sayarak seçime girmeleri, nasıl açıklanabilir?

*

Sicili temiz, terörden hüküm giymemiş biri yok muydu?

Uyaracak olanların dili mi tutulmuştu?

Hedef nedir, kaos çıkarmak mı yoksa seçilerek idealler doğrultusunda hizmet etmek mi?

Önce bile bile lades, sonra curcuna!

Ve yaşasın demokrasi!

Demokrasi böyle yaşamaz ki, nasıl yaşasın?

Demokrasi kanuna aykırı davranmak mıdır, evinde tadilat yaptırasıca!