Bugün ilk yapacağımız, bir durum muhakemesidir
Miraç gecesinin sabahındayız. Hemen hemen her Müslüman, Miraç Gecesi münasebetiyle, alışkanlıkları olan günahları bile terketti. "Bu gece kandil" diyerek günah olan söz ve davranışlarını terk edip yapabildiğince de ibadet ve taatta bulundu.
Müslümanlarca:
• İşlenen günahları için tevbeler edildi.
• Mağfiretler dilenildi.
• Tefekkür ve tezekkürlerde bulunuldu.
• Kur'ân-ı Kerim'den sureler, âyetler ve bölümler okundu.
• Kazaya kalan ve nafile/sünnet namazlar kılındı.
• Bolca dualar yapıldı.
• Rabbimize verdiğimiz ahitler hatırlandı.
• Allah yolundan sapmamaya kararlar verildi.
• Peygamberimiz Efendimiz'e gönderdiğimiz selamların: "Senin getirdiğin bütün esasları kabul ettim, onları hayatımın gayesi yapmak hususunda sana söz veriyorum..." manasına geldiği idrak edildi.
Şimdi kandilin sabahındayız.
Yapmamız gereken çok önemli bir görevimiz daha var:
Bu akşam, yatmadan önce kendimizi tekrar muhasebeye çekelim:
• Kandil gecesi verdiğimiz sözlerin ve icra ettiğimiz fiil ve ibadetlerimizin bugün arkasında durabildik mi?
• Dünkü günahlarımızdan terk ettiklerimiz oldu mu?
• Bugün namazlarımızı vaktinde mümkün olduğunca da camide cemaatle eda edebildik mi?
• Kur'ân-ı Kerim'den okuduklarımız bugün bize enerji olabildi mi?
• Ahdimize sâdık kalabildik mi?
• Eski sapıklıklarımız bugün de sürdü mü?
• Peyamberimiz Efendimize verdiğimiz sözün eri olabildik mi?
• Kısacası düne göre bugün hayatımızda müsbet manada bir değişiklik oldu mu?
• Küfür ile bağlantılarımız düne göre bugün ne âlemde?
Muhasebemizde artılar/müsbetler fazla ise "adam gibi adam olmak" yoluna girdik demektir. Eğer eksiler/menfiler fazla ise, desenize yine yabancıların safındaki yerimizde kalakaldık. Yazıklar olsun o yalancılara ki onlar hep İslâm'a, yabancılar gibi yaşam tarzı içindedirler. Böyleleri gemiyi hep kaçırırlar; miraç gemisini/kazancını kaçırdıkları gibi!
Böyleleri 300 yıldır kandillerde bir çok Müslümanın yaptığını yapmaya devamettiler:
Camilere gittiler.
Kur'ân-ı Kerim okudular.
Mevlidler okudular, dinlediler.
Namazlar kıldılar.
Demek samimiyetsizlik varmış ki, sabah oldu insanlarda, cemiyette, gidişatta bir değişiklik görülmedi. "Eski tas eski hamam" misali "günahlara deva" düdüğüyle alışkanlıklar sürüyor.
Kandil sabahı 3 milyon müstehcen gazete ve dergi yine satılıyor.
Televizyonlar inkarcılık kılavuzu yapıyor, müşterileri oturdukları yerde şeytanla dostluklarını devam ettiriyor.
Görünen o ki, kandil gecesinden de Müslümanlar nasiplenemediler. İnsanlar İslâm'ın nimetlerinden maalesef faydalanamıyorlar. Mübarek gün ve geceler de bu nimetlerden biridir. Mübarek gün ve gecelerde duyulan, hissedilen şeyler pek heyecan sınırını aşmamaktadır. Heyecan bitince de iyi ameller saman alevi gibi sönüvermektedir.
Bu kısır döngü görüldüğü gibi kurtuluşu gerçekleştirmiyor.
Müslümanlar! Samimi olalım... Olmamız gerektiği gibi olalım... Bulunmamız gereken yerde yerimizi alalım. Kurtuluşumuz, selâmete erişebilmemiz bu hassasiyetle doğru orantılıdır. Allah'ım hidayet kapılarımızı daim açık eylesin de kamil iman ve ciddi amellerle yaşayabilelim...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.