Miraç Gecesi'nin hatırlattıkları
Kur'an-ı Kerîm'de Miraç olayı anlatılırken; Mescid-i Aksa'nın mübarek kılındığı belirtilen etrafı, Kudüs ve çevresidir. ALLAH Teâlâ bu mıntıkayı dinî ve manevî bakımdan şereflendirmiş, maddî yönden de bağlar, bahçeler ve nehirlerle bereketlendirmiştir. Mescid-i Aksa, hem Müslümanlar, hem de Yahudi ve Hıristiyanlarca mukaddes beldelerden sayılır. Dinimizde Mekke ve Medine'den sonra üçüncü kutsal şehirdir. Kabe, yüce ALLAH tarafından kıble olarak tayin edilmeden önce Müslümanlar namazlarını Mescid-i Aksa'ya yönelerek kılarlardı. Ebû Hureyre (R.A.)'den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
"Namaz kılmak ve ibadet etmek arzusu ve daha fazla sevap kazanmak maksadıyla ancak şu üç mescide yolculuk yapılabilir. Bunlar: Mekke'deki Mescid-i Haram, Medine'deki Mescid-i Resûl yani Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimizin Mescidi, Kudüs'deki Mescid-i Aksa." (Buhari, Tatavvu:14, No:1132, 1/398)
Cabir b. Abdullah (R.A.)'dan rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
"Mescidülharam'da kılınan bir namaz yüz bin namaz kıymetindedir. Benim mescidimde kılınan bir namaz bin namaz kıymetindedir. Beytülmakdis yani Mescid-i aksa'da kılınan bir namaz beş yüz namaz kıymetindedir." (Beyhekî, Şuabul-İman, No:4144, 3/486) buyurmuşlar ve Mescid-i Aksa'nın, Müslümanlık nazarındaki manevî makamını tayin etmiştir. Abdullah b. Amr (R.A.) den rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
"Süleyman b. Davûd (A.S.) ALLAH Teâlâ'dan üç dilekte bulunmuştur. ALLAH Teâlâ da O'na ikisini ihsan buyurmuş, üçüncüsünü de ihsan buyuracağını ümit etmekteyim. Süleyman (A.S.) ALLAH Teâlâ'dan:
1- Kendisinden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk ve saltanat verilmesini istemiş, ALLAH Teâlâ da O'na bunu ihsan buyurmuştur.
2- ALLAH Teâlâ'nın emrine uygun bir adalet dağıtımı gücünün bahşedilmesini istemiş, ALLAH Teâlâ da O'na bunu ihsan buyurmuştur.
3- Yalnız namaz kılmak gayesiyle Mescid-i Aksa'ya gelenlerin, analarından doğdukları gün gibi günahsız olmalarını istemiş, üçüncü isteğinin de mazharı kabul olmasını ümit ederim" (İbn-i Hibban; Salat:9; No:1633; 4/511) buyurmuşlar ve Mescid-i Aksa'da kılınacak namazlarla ALLAH Teâlâ'ya yaklaşan ve O'ndan affını dileyen kulların affedilmelerini sevgili Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de Mevlasından talep etmiştir.
Muhterem okuyucu!
Kudüs, Milâdî 637 yılında, Hz. Ömer (R.A.)'in hilâfeti zamanında İslâm cengâverlerince fethedilmiş ve bizzat Hz. Ömer (R.A.) tarafından teslim alınmıştır. Hz. Ömer (R.A.) Kudüs-ü Şerif'e girince, ilk önce Mescid-i Aksa'yı ziyaret etmiş, Hz. Davud (A.S.)'un mihrabına vararak; Kur'an-ı Kerim'deki O'nun Yüce ALLAH'a şükrünü ifade eden ayet-i kerimeleri okuyarak Secde-i şükrana kapanmıştır. Hz. Ömer, Kudüs'te bulunduğu günlerden birinde, Hz. Bilal (R.A.)'in ezan okumasını ve Müslümanları Mescid-i Aksa'da namaza çağırmasını rica etmişti. Hz. Bilal (R.A.), Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin vefatından sonra ezan okumamaya ahdetmiş olmasına rağmen Halife Hz. Ömer (R.A.)'in emrine itaatla ezan okumuş, O'nun güzel sesi ile okuduğu ezan duyulduğu zaman, dinleyen bütün Müslümanların gözleri yaşlarla dolmuş, hayallerinde Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin sağ olduğu günler canlanmıştı. Hz. Bilal (R.A.)'in ezanı, büyük sahâbi Hz. Muaz b. Cebel (R.A.)'i kendisinden geçirmiş, Hz. Ömer (R.A.)'in uzun süre istiğrak halinde kalmasına sebep olmuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.