Kerizine kriz!
28 Şubat’a müteşekkiriz! İyi ki bazı onbaşı bile olamayacak zevat böyle bir yarı-darbe yaptı!
Bunu bütün 28 Şubat mağdurları namına söylüyorum...
28 Şubat olmasa idi, geniş bir halk kesimi siyasi bir birliktelik göstermeyebilirdi.
Düşünün bir: 28 Şubat sırasında Refah Partisi, Anavatan Partisi ve Doğru Yol Partisi birbirine yakın rey alan üç parti idi. Bir de MHP var elbette.
MSP geleneğinin devamı RP nihayet öne geçmiş.
Özal sonrası ANAP’ın durumu belirsiz.
DP-AP geleneğini sürdüren DYP Demirel sonrası arayış içinde.
28 Şubat, RP ve DYP’yi hedef aldı. RP’yi kapattı, DYP’yi böldü. “Cintonik” namıyla anılan “Hüsam” bu işte başrolü oynadı. Bu aynı zamanda, bir kısım demokratik gelenek müddeisi ile darbeci geleneğin imtizacının-izdivacının başlangıcı idi.
Demokrat Parti geleneğini sürdürmek iddiasındaki bazı liderler darbecilerle işbirliği yaptı. En tepe isim elbette Demirel’di.
28 Şubat safları ayrıştırdı.
DP-DYP-ANAP’taki CHP’cil unsurları açığa çıkardı. Bu partilerde yuvalanmış bu unsurlar, 28 Şubat’ta cesaretlerini topladılar ve partilerine hâkim olmaya kalkıştılar.
Bir süre hâkim oldular, sonra da mahkûm oldular!
Şimdi hiç biri siyaset sahnesinde değil!
Sadece kendilerine zarar vermediler, partilerini de ifna ettiler!
Halk 28 Şubatçıların darbesine karşı demokratik bir tutum geliştirdi. 28 Şubatçı partileri sildi, yeni bir partiyi, bütün sağ yelpazeyi, hatta liberal-sol tavırlı kesimleri temsil eden siyasi bir akımı iktidara getirdi.
28 Şubat bloku, bu yeni iktidarın Refahyol gibi kolayca sindirilebileceğini sanıyordu.
Yeni akım dişli çıktı. Sabırla, tahammülle ve kararlılıkla yoluna devam etti.
28 Şubatçı unsurlar, darbe provalarını sürdürdüler. Bugün bu provalarla ilgili mahkemeler sürüyor.
28 Şubatçılar son hamlelerini 2007’de cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısıyla yaptılar. Bindirilmiş kıt’aları meydanlara yığdılar. 2007 temmuz seçimlerinde halk bu hamleye karşı hamlesini ortaya koydu.
Bütün 28 Şubatçı söylemleri, tezleri sandığa gömdü.
2007 seçimlerinin sloganları tarihin çöp kuyusunun en derinine atıldı. Öyle ki, hiç bir siyasi akım son seçimlerde bu sloganlara sarılarak siyaset yapamadı!
Seçim bitti! Galip de belli mağlup da!
Seçimde yapmayacaklarınızı seçim sonrasında yapabilirsiniz.
Mesela, “Meclis’i boykot edeceğim” diyerek seçim kazanamazsınız! “Yemin etmeyeceğim” diyerek seçimde başarılı olamazsınız!
Bu yüzden, TBMM açıldığında iki partinin çıkardığı kriz, kerizine bir krizdir. İlk anda mağlubiyet acılarını teskin eder, fakat uzun vadede bumerang etkisi yapar.
CHP, tarihinde çok görülen hamakat hamlelerinden birini yaptı. Elbette sonuçsuz kalacak!
BDP’nin hamlesinin de ondan farkı yok. Kürtçü siyaset duvara dayandı. Siyasette dağ esintisi ile varılabilecek yere vardı. Silahların gölgesinde yapılabilecekler yapıldı, daha fazlası mümkün değil.
CHP, tarihinde hiç mağduriyet yaşamadı. Devletin siyaset dışı güçleri her zaman arkasında idi.
Kürtlerin mağduriyeti artık bir geçmiş zaman masalı!
Bugün yeni bir siyaset geliştirmek lâzım. Bu da silahların, şiddetin gölgesinde yaşamaya alışmış kürtçü siyasetçilerin becerebileceği bir işe benzemiyor.
Siyaset devam ediyor. “Usta” bunu gösterdi!
Erdoğan’ın ustalığını zaman zaman zaafa düşüren, rakiplerinin çırak bile olamaması!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.