Kararlıyız, yemin etmeyeceğiz... Silivri'deki arkadaşlarımız serbest kalana kadar yemin yok!

Vallahi billahi yemin etmeyeceğiz!

İsterse dört yıl sürsün, kararımızdan vaz geçmeyiz; yemin bizi bozar!

Yemin yemin dedikleri, üç beş cümle; isteyenler etsin onu!

Yeminden dönenin kaşığı kırılsın!

***

Biz bir müddet daha böyle sürecek, çeşitlenerek literatür genişleyecek sanıyorduk.

Yemin krizinin çözüleceği kesindi ama daha uzun zaman alır gibi geliyordu.

Bazı CHP milletvekillerinin iddia ettiği gibi dört yıl sürmeyeceğinden de emindik.

"Üç aya kadar boykot biter" diye tahmin yürütmüştüm hatırlarsınız.

Daha erken bitti.

İki haftalık inattan sonra kürsüye çıkıp "Namusum ve şerefim üzerine ant içerim" dediler.

***

Meğer CHP içindeki rahatsızlık, dışarı vurulandan daha fazlaymış.

Meğer onlar da yaşananlardan memnun değillermiş.

Meğer gizli gizli Kayahan dinlemekteymişler.

"Asırlardır yalnızım, pişmanım alın yazım

Bir öfkeye mahkûm ettik herşeyi

Bir inat ettim ki dönemem

Hüzün tünellerinde soldum kederlerinde

Cehennemde yansın bu dilim

Bir inat ettim ki dönemem..."

***

İki haftalık süre içinde yapılan kamuoyu araştırmalarında desteğin düştüğü açıkça görüldü.

Boykota omuz veren köşelerin sayısı günden güne azaldı.

İçeriden yükselen sesler, dışarıya sızmaya başladı.

Hal böyle olunca, en sert boykotçular bile "Kıyametler kopuyor zavallı yüreğimde, tükendim tükendim tükendim artık" deyip krizin son bulması için çaba harcanması gerektiğini düşünür oldular.

Cemil Çiçek'in devreye girmesine umut bağlandı.

Partiler arası heyetlerin görüşmesi...

Temennilerin beyanı...

Ve mutlu son!

***

Hayırlı olsun... Kendi adıma ve aynı görüşü paylaşan değerli okurlarım adına, yemin krizine son verenlere teşekkür ederim.

Teşekkür yetmez, ayrıca tebriklerimi de sunarım.

Gördük ki gayet güzel yemin edilebiliyormuş ve kıyamet kopmuyormuş.

Yeri gelmişken belirteyim, o nasıl bir yemin metnidir ki sadece bir kişi ezbere okumuş!

***

Komşu köye giden at üstündeki ağa ile yanında yürüyen maraba hikâyesinin tam zamanı fakat o konuya girmesek daha iyi.

Sadece ne değiştiği üzerine biraz düşünmek gerektiğini belirtelim.

Ne değişti de yemin ettiler?

Anayasa mı değişti?

Kanunlar mı yenilendi?

Tutuklu olan arkadaşları mı salındı?

Lodos dindi de poyraz mı çıktı?

***

Hiçbiri değişmedi, hepsi yerli yerinde.

Fakat değişmesi gerekiyor. Bunun için de Meclis'te çalışmak şart. Dışarıda sakız çiğnemekle olmaz.

Yemin etmeden çalışılamayacağına göre, son karar isabetli.

Şimdi "Sağduyu galip geldi" yorumları duyuyoruz.

Doğrudur... Demek ki boykot yapmak, sağduyudan uzak davranmaktı; millî iradeye saygısızlıktı.

Hiza ayarlandı, şimdi mesafeye bakalım.