Marksist Kürtlerin terör örgütü; PKK
Diyarbakır Silvan İlçesi kırsalında, PKK tarafından kaçırılan ikisi asker üç vatandaşımızı arayan askerlerimiz, görev dönüşü sırasında PKK militanlarınca pusuya düşürülmüş ve 13 askerimiz şehit edilmiştir. Askerlerimizin yorgun ve uykusuz oldukları ve saldırının olacağına dair alınan istihbarattan 1.5 saat sonra bölgeye helikopter gönderilmiş olması haberleri üzüntümüzü daha da artırmıştır. Bu evlatlarımızın, şehitlerimizin acısını toplumun tümü yüreğinde hissetti... Allah(cc) ailelerine ve yakınlarına sabır versin, milletimizin başı sağ olsun...
12 Haziran seçimlerinden sonra BDP’nin yemin krizi ile başlattığı hareket tahmin ettiğimiz gibi çok farklı bir boyuta girdi. Kürt kardeşlerimizi temsil ettiklerini ileri süren bu grup, PKK militanlarının “saldırılarını artırmasını işaret eden” tahrikçi bir yapıya döndü. Bu sözde milletvekilleri seçimden sonra artık bölünmenin gerektiğini ifade etmeye başladılar. Silvan’daki saldırıdan bir gün önce Diyarbakır’da toplanan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) “demokratik özerklik” ilanını yaptı. Kürtlerin sorunlarını istismar ederek vatan toprağını parçalamayı, toplumu bölmeyi hedefleyen bu insanlar zaten TBMM’de yerleri olmadığını gösteriyorlar; TBMM onurunu korumalıdır. BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, 01 Temmuz 2011 tarihinde KESK Genel Kurulu’nda “Sizin terörist dediğiniz bizim için kahraman, vatanseverdir” sözleriyle de amaçlarını ortaya koydu. Yani Silvan’daki saldırıları yapan teröristler bu adamın kahramanlarıymış! Bu nasıl milletvekili?..
PKK ve onun güdümündeki BDP’nin Kürt halkının gerçek temsilcileri olmadığını artık toplum biliyor. Son seçimlerde aldıkları oylar Kürt halkının nüfusuyla karşılaştırıldığında bu durum ortaya çıkmaktadır. Aldıkları oyların bir bölümü PKK korkusundan verilmiştir. Devlet Kürt halkını PKK’dan koruyabileceğini gösterse, onlara inandırabilse bu sorun da kendiliğinden çözülecektir. PKK saldırılarını tasvip etmeyen Kürt kardeşlerimizin bu hain olay karşısındaki üzüntülerini ve mahcubiyetlerini de görmek gerekir.
Terör ve ardından bölünme toplumumuzun kaderi haline getirilmeye çalışılıyor. Gerek yurtdışı gerekse yurtiçi millet düşmanları birlikte Türkiye’nin geleceğiyle oynuyorlar. Irak’ta şu andaki komşumuz ABD’dir. Geçmişte PKK’ya yönelik sınır ötesi hareketlerde PKK militanlarına lojistik destek veren ABD güçlerini biliyoruz. Terör konusunda artık onların Türkiye’ye yardımcı olacağına inanmıyoruz. Biz PKK’nın elinden silahını alabildiğimizde, o güce sahip olduğumuzu gösterebildiğimizde bizimle beraber olmak isteyeceklerdir!.. Siyonizm’in güdümünde hareket eden bir devlet olarak amacının İsrail’in Ortadoğu’daki durumunu korumak olduğu açıktır. Türkiye’nin büyümesinin ve Ortadoğu’daki etkinliğinin İsrail’in aleyhine dönmemesi için kendilerine göre tedbir alıyorlar, politika uyguluyorlar. Her şeye rağmen Türkiye Ortadoğu’da her bakımdan model olmaya aday bir ülkedir ve bu doğrultuda ilerleyecektir.
PKK terörüne karşı Milli Mücadele gerekir
Kuzey Irak’ta yuvalanmış ve dost bildiğimiz devletlerin de desteğini alan bu terörist grup köhnemiş, toplumların sorunlarına çözüm bulamamış Marksizm’in militanlarıdır. Geçmişte Kürt halkının gördüğü zulmü istismar ederek kendilerine topraklarımız üzerinde siyasi statü yani bir devlet istiyorlar. Bu tehlike karşısında Milli Mücadele’yi yokluklar içinde kazanan bu millet üzerine düşeni gene yapmaya hazırdır. Saldırı sonrası TBMM’de grubu bulunan partilerin terörü lanetleyen ve birlikte hareket edileceğini beyan eden açıklamaları memnuniyet vericidir. Terör yoluyla rant elde etmek isteyen sadece BDP bulunmaktadır. Terör karşısında hangi hükümet olursa olsun başarısız olsa, bu başarısızlık milletimizin başarısızlığı olacaktır. Bu nedenle şu anda AK Parti hükümetine terörle mücadelesinde destek olmak önemli bir görevdir.
Aslında Kürt sorunu büyük oranda toplumun kafasında çözülmüştür; bu konuda önemli mesafeler alınmıştır. Kalan problemlerin çözümü ise yeni sivil bir anayasa ile tamamlanmalıdır. Bu anayasa ile sistemin sadece Kürt halkı üzerinde değil tüm toplum üzerinde uyguladığı zulüm son bulmalıdır. Anayasa çalışmalarının hayata geçirilmesi için PKK’nın silahı bırakması ve böylece Kürt sorununun çözümüne katkıda bulunması beklenemez. Çünkü PKK hiçbir zaman silah bırakmak istemeyecek ve bırakmayacaktır. Bir taraftan anayasa çalışmaları devam ederken diğer taraftan PKK bitirilmelidir. Artık onların hangi dilden anladığı açıktır; onlara ancak silah zoruyla silah bıraktırılabilir. Terörle mücadele, milli mücadele haline gelmiştir. Batı destekli Marksist PKK’nın, donanmalarıyla Çanakkale Boğazı’na gelen devletlerden ve Anadolu’yu işgal eden batılılardan bir farkı yoktur. Bundan sonra “kanı yerde kalmayacak” nutukları duymak istemiyoruz. Müşahhas tavır görmek istiyoruz. Bu terörist hareketin, teröristlerin kaynağı bellidir. Geçmişte başarılamayan, PKK’yı bitirmeye yönelik askeri hareketler artık gerçekleşmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.