Ramazan ayını iyi değerlendirelim
Bu ayda, kölesinin ve işçisinin işini hafifleteni ALLAH Teâlâ affeder ve cehennemden azat eder. Ramazan ayı girdiğinde Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz, bütün esirleri salar ve isteyene izin verirdi. Bu ayda hayırlara muvaffak olan kişiye, senenin tamamında Allâh Teâlâ'nın muvaffak kılması refik yani yoldaş olur. Bu ay, huzuru kalp olmaksızın, dağınıklık üzere geçerse bütün sene dağınıklık üzere geçer. O halde bu ayı ganimet bilerek bunda huzuru kalbi kazanmaya çok çalışmak lazımdır.
ALLAH Teâlâ, Ramazan ayının gecelerinden herbirinde cehenneme girmeğe layık olmuş kişilerden binlercesini mağfiret eder ve bu ayda cehennem kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur, rahmet kapıları açılır. İftarı acele yapıp sahuru geç yapmak sünnetlerdendir.
Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz, bu hususta çok mübalağa göstermiştir. Çünkü bu hal, ihtiyacı ortaya koymaktan ibarettir ki kulluk makamına da bu yaraşır. Hurma ile iftar etmek de sünnettir.
Teravih namazını eda etmek ve bu ayda Kur'an-ı Kerim'i hatmetmek, sünneti müekkede yani kuvvetli sünnetlerdendir ve çok büyük bereketler kazandırır. ALLAH Teâlâ, bizi Habibi hürmetine muvaffak eylesin. Amin!"
ALLAH Teâlâ, bizi böyle bir aydaki hayır ve bereketlere muvaffak kılsın ve bizi en büyük bir nasiple merzuk eylesin. Amin!..
Oruç, muhkem bir farzdır
Soru: Orucun farziyyeti ne ile sabittir?
Cevab: Bismillâhirrahmanirrahim.
İslâm'ın beş ana temelinden birisi de Ramazan-ı Şerif ayında oruç tutmaktır. Oruç da namaz gibi bedeni bir ibadettir. Medine-i Münevverede Hicret'in ikinci yılı Şaban ayının sonunda farz kılınmıştır. Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, Hicretin onbirinci yılı Rebiulevvel ayında vefat ettiğinden dokuz Ramazan orucu tutabilmiştir. Bunlardan beşi: Yirmi-dokuz gün, dördü de: Otuz gün idi.
Orucun farziyyeti: Kitab yani Kur'an-ı Kerîm, sünnet, Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin Hadis-i Şerifi ve icma-ı ümmetle sabittir. Cenab-ı Hak buyuruyor ki:
"Ey iman edenler! Oruç tutmak, sizden önceki ümmetler üzerine yazılıp farz kılındığı gibi sizin üzerinize de yazılıp farz kılındı. Bu, öteden beri uygulanan ilâhi bir kanundur. Ta ki oruç sebebiyle günahlardan sakınmanızı, müttekî olmanızı ümid edebilesiniz. Oruç sayesinde nefsinize ve şehvetlerinize hâkim olma alışkanlığını elde ederek günahlardan, tehlikelerden sakınıp takva mertebesine erebilesiniz. Size farz kılınan oruç sayılı günlerdedir..."4
Bu ayet-i kerimeden anlaşılıyor ki: Oruç, Hazret-i Adem (A.S.) dan itibaren bütün ümmetlere farz kılınmış bir ibadettir.
"Öyleyse içinizden kim o Ramazan ayına erişirse, onun orucunu tutsun."5
Abdullah b. Ömer (R.A.) den rivayete göre: Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:
"İslâm beş şey üzerine kurulmuştur: ALLAH Teâlâ'dan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in ALLAH Teâlâ'nın Resûlü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacc etmek ve Ramazan orucunu tutmak."6
Ayrıca Cibril hadis-i şerifi diye bilinen hadis-i şerifte de Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:
"İslâm, ALLAH Teâlâ'dan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in ALLAH Teâlâ'nın Resûlü olduğuna şehadet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekatı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kâ'be'yi ziyaret etmen, hac yapmandır."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.