Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

'Bir varmış bir yokmuş' dünya bu

'Bir varmış bir yokmuş' dünya bu

Secde Sûresi'nin 21'inci ayeti, bizlere başımıza gelenlerin nedenini beyan ediyor. Dikkatimiz önemle bu nedene çekiliyor. Önce ayetin mealini arzediyorum. Buyruluyor ki:

"En büyük azaptan önce, onlara mutlaka en yakın azaptan tattıracağız; olur ki hidayet üzere yaşamaya dönerler."

Tefsirlere baktığımızda bu ayetin izahında, en büyük azap "ahiret azabı" şeklinde, yakın azap ise, dünyadaki kıtlık, sıkıntı, zulüm, hastalık, geçim darlığı, adı sanı duyulmamış (veya bilinen) hastalıklar, sosyal ve beşeri geçimsizlikler, komşuluk, akrabalık bağlarının kopması, itaatsizlikler, hak gaspları, ihanete mâruz kalmalar, sosyal ve beşeri ilişkilerin bozulması ailevi ilişkilerin çıkmaza girmesi, zinanın yaygınlaşması, itimatsızlıkların alıp başını gidiyor olması, geçim darlığı... ve benzeri sıkıntılar şeklinde tefsir edildiği görülmektedir.

Şimdi enine boyuna düşünmek lazım. Acaba biz yaşadıklarımızla yakın azap diye bildirilen şeylerden hangisiyle veya hangileriyle iç içeyiz? Eğer bunu tesbit edebilirsek meseleyi çözebiliriz. Değilse altından kalkamayacağımız azap ve ızdıraplarla inlemeye devam edeceğiz demektir. Depremler boşuna olmuyor. Savaşlar durup dururken cereyan etmiyor. Zâlimlerin zulmünün, hem zalimlere hem mazlumlara bakan tarafları var. Olan herşey sebepsiz tecelli ediyor değil. Herşeyin, insanı ayıkması gerektiren bir uyarıya sevk ettiği ayan beyan görülüyor.

Atalarımız bunu ne güzel ifade etmişler: "Yolda giderken ayağına takılan taşın kendinden olduğunu bil" demişler.

Zaten dünya bir imtihan sahnesi. Herkes bu sahnede yaşıyor. Kaçış yok. Yaptıklarımızdan yapmamız gerektiği halde yapmadıklarımızdan hep hesaba çekileceğiz. Sorgulanmamız sadece ahirette olmayacak. Mâruz kaldıklarımız, canımızı sıkan şeyler ızdırapların boynumuza geçen ilmikleridir. Bir noktada kendi ipimizi kendimiz çekiyoruz. Yaptıklarımızın dünyadaki bedelini öyle veya böyle ödüyoruz.

Ödediğimiz bedeller, ayetten de onu anlıyoruz ki, dünyadaki tattığımız yakın azabın gelen sıkıntılarıdır. Aklı ve imanı olanların olup bitenlerden ders alması, uyanması ve palyaçoluktan kurtulması gerekir. Allah (c.c.), kurtuluşa ermek için yönelenleri, hidayet üzere yaşamaya sevkeder.

En büyük azaba gelince; bu da mezardan itibaren ebediyete uzanacak olan sonsuz hayatın içinde ödenecek bedellerdir.

Bu hayatın gerekleri de ayet ve hadislerde açık açık beyan edilmektedir. Bu ele aldığımız ayet de işaret ettiğimiz uyarılardan biridir.

"Bir varmış bir yokmuş" olarak açıklanan dünya hayatının bize bakan tarafı kulluğumuzda ciddi olmamızı hepimize telkin ediyor. Anlayabilenlere ne mutlu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi