Ramazan ayında namaz borçlanmak
Ramazan ayında ekstradan namaz borçlanarak bayrama çıkanlar âhiretlerini harap etmiş olurlar.
İnsan Ramazan ayında nasıl namaz borçlanır?
Arz edeyim:
Sünnet ve nafile namazların başlandıktan sonra tamamlanması vacibtir.rükunleri yerine getirilmeden ve tadil-i erkânına riayet edilmeden kılınan namaz tekrarlanmalıdır. Rahmetenlilâlemin olan Hz.Muhammed (s.a.v.) Efendimiz namazda tâdil-i erkânına riâyet etmeyen kişiye:
"- Sen namaz kılmadın, yeniden namazını kıl" buyurarak üç defa namazını kılmasını tekrar ettirmiştir.
Hızlı kılınan namazların rükünleri yerine getirilmemiştir.Bu namazlar kültür-fizik hareketi haline dönüşmüştür. Az önce de ifade ettiğimiz gibi, sünnet ve nafile namazların başladıktan sonra herhangi bir nedenle namaz kılma vasfını kaybetmesi halinde yeniden tekrar kılınması gerekir. Bu vacib bir hükümdür.
Teravih namazı müekket sünnet olan bir namazdır. Tadil-i erkânına riayet edilmeden kılınması hâlinde yeniden kılınması vacib olur. Hiç kimse vacib hale gelen teravih namazını iade etmeyi düşünmez. Türkiye'de kılınan teravih namazlarının yüzde yetmişi tâdil-i erkansız yalap yulap edilerek kılınmaktadır. Kimse de "namazım olmadı" diyerek bu namazlarını iade etmemektedir. Böylece bu durumdaki kişiler bir Ramazan ayından vacib hale gelen teravih namazlarını iade etmediklerinden dolayı 30x20= hesabıyla bayrama 600 rekat namaz borçlanarak çıkmış olmaktadırlar. Ömrü boyu böyle yapan bir mü'min 63 yaşında ölmüş olsa arabi yıl hesabıyla çocukluk dönemini çıkardıktan sonra 54 yıl Ramazan ayı yaşamış olacaktır. Böyle bir kişi, bir ömür boyu 50x600= 30.000 (otuzbin) rekat hesabıyla, yani otuzbin rekat namaz borcuyla ahirete gitmiş olmaktadır.
Namazlarımızın imamı olan zevat, teravih namazlarında tâdil-i erkâna riayet etmeden, rükünlerini yerine getirmeden namaz kıldırırlarsa, cemaatın her biri her gece 20 rekat namaz lborçlanır. Bu borç, ayda 600 rekat yapar. Yaşanılan ömürle (çocukluk dönemini çıkardıktan sonra) hesaplanırsa karşımıza ürkütücü bir rakam çıkar. Teravih namazını böyle kıldıranlar ve kılanlar yüzlerine çarpılacak bu namazlarıyla ödemedikleri tadil-i erkânsız "namaz"larıyla ahirette hangi kılıkta olacaklarını düşünmek gerçekten endişe vericidir.
Namaz kıldıran ve teravih namazlarını birilerine "yalaka"lık olsun diye şapur-şupur "kıldı"ran "imam"lar hiç mi Allah'ın azabından korkmazlar. Böylelerine "namaz"larını teslim edip biranevvel "Camilerden kurtulmanın hesabını yapanlar" mahşeri hiç mi hesaba katmazlar. O il ve ilçelerin müftüleri görevlilerinin "yarış atı gibi" hareket etmelerine neden gözyumarlar; maiyetlerindekilerden hesap vereceklerini neden akletmezler; inanılır gibi değil.
Yarışçılar stadyumlara, ibadet şuuru ile camilerde kulluklarını izhar edecek olanlarda mescidlerde yerlerini alsınlar. Birileri sarık ve cüpbeleriyle arkasında yer alanları "sapık"lığa sevk etmesinler. ibadetler ihanetlere dönüştürülmesin. Namaz, Allah (c.c.) ile hâlleşmektir. Kimse bu ulvi hale turşu olmasın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.