Ramazan ayında, geceleri hanımlara yaklaşmak

Ramazan ayında, geceleri hanımlara yaklaşmak, cinsî münasebet kurmak helaldir. İlk farz olduğu sıralarda, yatsı namazı kılındıktan hemen sonra oruca başlanırdı. Yatsı namazını kıldıktan veya uyuduktan sonra yemek, içmek ve kadınlara yaklaşmak caiz değildi. Bu durum, Müslümanlara epey ağır geldi. Daha sonra, ALLAH Teâlâ'dan bir rahmet eseri bu durum hafifletildi ve imsak vaktine kadar yemek, içmek ve kadınlara yaklaşmak müsadesi verildi.

Abdullah b. Abbas (R.A.) diyor ki: Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz zamanında, orucun ilk farz kılındığı sıralarda, insanlar yatsı namazının kıldıkları zaman kendilerine yemek, içmek ve kadınlara yaklaşmak haram kılınmıştı. Ertesi akşama kadar oruç tutarlardı.

Sahabeden bir adam kendisine hiyanet etti de, yatsı namazını kıldığı halde karısıyla ilişkide bulundu ve iftar etmedi. Aziz ve Celil olan ALLAH, bu olayı diğer insanlar için bir kolaylık, ruhsat ve menfaat kılmayı dileyip, Bakara Suresi 187. ayet-i kerimesini inzal buyurdu. Bu ALLAH Teâlâ'nın insanları faydalandırdığı, onlara ruhsat verdiği ve kolaylaştırdığı şeylerdendir.29

Bera b. Azib (R.A.) de şöyle anlatıyor: Oruç ilk farz olduğu sırada Hz.Muhammed (S.A.V.) Efendimizin sahabileri arasında bir kimse oruç tutar da, iftar zamanında iftar etmeden uyursa, o kimse gecesinde de gündüzünde de ta akşama girinceye kadar bir şey yiyemezdi. Ensardan Kays b. Sırme (R.A.), oruçlu olduğu gün iftar vakti olunca evine gelmiş ve karısına:

- Yanınızda yiyecek var mı? diye sormuştu. Karısı:

- Hayır yoktur, fakat gider senin için ararım demişti. Kays (R.A.), o gün arazisinde çalışıyordu. Yorgunluğundan uyku O'na galebe etmiş, iftar zamanını uyku ile geçirmişti. Karısı O'na gelip, Kays (R.A.) nun uykuda olduğunu görünce:

- Vay! Sana yazık oldu, dedi. Gündüz olup gün yarıya varınca, Kays'a bir baygınlık geldi. Bu durum Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize söylendi. Bunun üzerine Bakara Suresi 187. ayet-i kerimesi indi. Rabbimiz şöyle buyurdu:

"Ey Müslümanlar! Oruç tuttuğunuz günlerin gecesinde hanımlarınıza yaklaşmak, cinsî münasebet kurmak size helâl kılınmıştır. Çünkü onlar sizin için, sizi harama karşı koruyan bir örtü, bir elbise mesabesinde; siz de onlar yani hanımlarınız için onları harama karşı koruyan bir örtü, bir elbise mesabesindesiniz, yerindesiniz. ALLAH nefislerinize karşı zaafiyet gösterip oruç gecesinde bir şey yemek veya içmek veya hanımlarınızla cinsî münasebet kurmakla kendinize yazık ettiğinizi, kötülük yaptığınızı bildi de tevbenizi kabul etti ve sizi af etti, bağışladı. Artık bundan sonra geceleri onlara, hanımlarınıza yaklaşabilirsiniz ve ALLAH Teâlâ'nın sizin için, yaklaşmanız neticesinde yazıp takdir ettiği şeyi, çocuğu isteyin, arayın. Fecr-i sadık olan ak iplik, kara iplikten size seçilinceye, sabahleyin şafak sökünceye, tan yeri beyaz iplik gibi ağarıncaya, yani imsak vaktine kadar bütün gece yiyiniz içiniz. Sonra geceye yani iftar vaktine kadar orucunuzu tamamlayınız ve siz mescidlerde itikafta bulunduğunuz sırada kadınlarınıza geceleri de yaklaşmayınız. İşte bu hükümler ALLAH Teâlâ'nın hududu, yasak sınırlarıdır, sakın onlara yaklaşmayınız. İşte ALLAH Teâlâ ayetlerini insanlara böylece, güzelce açıklıyor, ta ki onlar yasaklardan, ALLAH Teâlâ'ya karşı gelmekten sakınsınlar, takva sahibi olsunlar.30

Bu ayet-i kerimenin inmesi üzerine sahabe-i ikram çok sevinmiştir. Ramazan ayında, geceleri hanımlara yaklaşmak, cinsî münasebet kurmak helal olmuştur. Halbuki orucun farz olduğu ilk yıllarda yatsı namazını kıldıktan ve uyuduktan sonra yemek, içmek ve cinsî münasebet caiz değildi.