Suriye’de Baas, Türkiye’de?
Baas (diriliş), Arap dünyasında Osmanlı sonrası revaç bulan milliyetçi ve sosyalist bir akımdır. Bu akımın önde gelen fikriyatçısı (ideologu) Irak’ın meşhur diktatörü sağken, Irak’da idi. Orada öldü. Cenazesini Saddam kaldırdı. Diktatör onun âhir ömründe Müslüman olduğu iddiasındaydı. Müslüman cenazesi tertip ettirdi.
Mişel Eflak, Hıristiyan Araptı. Hıristiyan Araptı ama, Arap milliyetçiliğinin Müslümanlık olmaksızın olamayacağı görüşündeydi. Miliyetçi ve sosyalist bir Arap toplumu tahayyülü askeri darbelerle Arap ülkelerinde uygulanmak istendi. İşte Irak, işte Suriye!
Osmanlı sonrası Türkiye’de benzer bir ideoloji CHP tarafından savunuldu. Miliyetçi, solcu tek parti dönemini unutmayalım. CHP’nin solculuğu işte böyle Baas solculuğu gibidir.
Bu siyasî hareketlerin zeminini İttihat Terakki hazırlamıştı. Osmanlı sonrası İslâm dünyasının diktatörlükleri bu zemini kullandılar.
Türkiye’nin İttihatçılıktan beslenen milliyetçiliği sadece CHP ile sınırlı değil. Bir de MHP var. Onlar da bir zamanlar “Milliyetçi-Toplumcu” idiler. Ne tesadüf değil mi?
Bu mevzuya neden girdik?
Bir “iç mesele”den ötürü!
Başbakan dedi ya: “Suriye bizim iç meselesimizdir!”
Burdan kastedileni anlamamakta direnen veya idrak noksanlığı çeken iki İttihatçı zümre aynı noktada ittifak ediyor.
Türkiye Suriye halkı ile ilgilenmesin. Bırakın Baas iktidarı topla tankla halkı tedip etsin!
Türkiye Baası’nın bugünkü lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Dışişleri Bakanı’nın Suriye ziyaretini “taşeronluk” kelimesini kullanarak küçümsemeye çalışmış.
“Taşeronluk” CHP’nin bir zamanlar asli işi idi.
Milletimiz Cihan harbinde, Çanakkale’de kanının son damlasına kadar savaştı, ardından Milli Mücadele’de savaştı. Ne için? Ülkesini, değerlerini, vatanını, namusunu korumak için...
Peki zaferden sonra ne oldu?
Uğruna savaşılan mukaddesler ayaklar altına alındı. Kim yaptı bunu? CHP! Kimin adına yaptı? O zamanın dünya hükümranı olan İngiltere adına.
Siz hilafetin kaldırılmasını o inkılap tarihi kitaplarındaki gibi mi sanıyorsunuz? O “devrim” denilen baskıcı değişimi Türkiye’nin kendi seçimi mi sanıyorsunuz?
Bütün bunları İngiltere doğrudan yapsa idi ne olurdu?
Zaten İngilizler böyle işleri kendileri yapmazdı. Taşeron kullanırdı!
MHP 1970’lerde CHP’ye paralellikten ülkücü gençlik kitlesinin zoruyla uzaklaştı. Şimdi tekrar CHP’nin ikizi konumuna döndü. O yüzden Suriye Baasçılığını destekleyen “milliyetçi” kalemler zuhur ediyor.
Yeniçağ’ın “Yeniçeri”si “Suriye aklınızdan geçmesin” başlığı altında, bildiğimiz Baas destekçiliğini ortaya koyuyor.
Türkiye Suriye meselesine uzak kalsın!
Nasıl kalsın? Sınırın bu tarafı ile öbür tarafı farklı değil ki! Suriye Türkiye sınırının nasıl sun’i bir sınır olduğunu herkes biliyor. Bu Baasçı milliyetçiler hariç!
Sınırın ötesinde Halep’e kadar Araplarla, Kürtlerle birlikte çok sayıda Türkmen’in de yaşadığını bilmeyen milliyetçi değil aptaldır.
Eğer milliyetçiysen, orada kırıma uğratılan unsurlar içinde bir hayli Türkmen olduğunu da düşünebilirsin.
Biraz tarih bilirsen Misak-ı Milli sınırlarının gerçekte Halep’e kadar uzandığını hatırlayabilirsin. Şunu da hatırlayabilirsin: Biz Suriye halkı ile savaşarak ayrılmadık. Suriye halkının iradesi Ankara ile müşterek bir yapı içinde bulunmaktı.
Türkiye o zaman kendinde bu gücü göremedi, Irak’ı ve Suriye’yi İngiliz-Fransız manda idarelerine terk etti.
Bütün bunlar değil de, örgütçülük karakteri ağır basıyor. Baasçılık dayanışması öne çıkıyor! Mesele bu...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.