Çizgilerini gün gün takip ettiğim karikatüristlerimizden Ahmed Yusuf'un dün Komikzede.com'da bir karikatürü vardı.

"Karayılan muamması"

Bu başlık altında çizdiği karikatürde sanatçımız çoğu zaman olduğu gibi bugün de güncel bir konuyu işlemiş.

Mağara...

İçeride bir televizyon.

Karşısında Karayılan oturmuş, ekrana bakıyor.

Haberleri takip ettiğini anlıyoruz.

Yanındaki terörist soruyor:

"Ne diyor? Yakalanmış mısın?"

*

Ne güzel soru.

Tam da son günlerdeki haberler üzerine Karayılan'a sorulabilecek en güzel soru diye düşünürken, hemen yanındaki konuşma balonunda, yakalandı, yakalanmadı, az kaldı yakalanacaktı, belki de yakalanmıştır şeklinde bir öyle bir böyle haberleri yapılan Karayılan'ın verdiği cevabı görüyoruz:

"Bilmiyorum ki... Ben de anlamadım! Ama sanmıyorum."

*

Harika! Ne derler bu gibi durumlarda?

Yüz sayfada anlatılacak şeyi iki çizgiyle yarım sayfada anlatıvermiş!

Valla ne derlerse güzel derler; eline sağlık.

ÖZÜR VE TAZMİNAT

Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Prof. Bülent Aras, "İsrail hem özür dileyecek, hem de tazminat ödeyecek" açıklamasını yaptı.

Dünkü Yeni Şafak'ta Murat Aksoy'un sorularını cevaplayan Prof. Aras, özür ve tazminatın İsrail için çıkış yolu olduğu görüşünde.

Fakir de aynı düşüncede.

EZAN SESİ

Radyo ve televizyonların iftar programlarını takip ediyor musunuz bilmem.

Bence iftarın güzelliğine güzellik katılıyor o programlarla.

Kur'an-ı Kerim, hadisler, sohbetler ve ezan...

Bir insan, televizyonda okunan ezanın sesini kısmakla hayırlı bir yapmış, sevap kazanmış olabilir mi?

"Bence mümkün."

Tam da pencere reklâmındaki gibi oldu ama izah etmeye çalışayım da haklı bulup bulmayacağınıza kendiniz karar verin.

Ankara ezanı okunurken beyaz yaşmaklı hanım teyze, televizyonun sesini kısıyor.

Aynı şekilde elinde tesbih dilinde dua ile sohbetleri dinleyen hacı dayı da kısıyor ezanın sesini.

Çünkü...

Konu komşu duyar o ezanı ve buradaki camiden geliyor sanıp da orucunu bozarsa, vebali büyük olur.

YAMAK AHMET

TRT 1'de iftar öncesi yayınlanan Yamak Ahmet dizisine bayıldım.

Hafta içi her gün Yamak Ahmet'le hazırlanıyorum iftara.

Yapım, yönetim, senaryo, oyuncular ve teknik ekipte kim varsa tebrik etmek istiyorum.

Ne hoş bir kadrosu var, ne kadar zarif bir hikâye...

Ana mekân, Osmanlı döneminde saray mutfağı ve biraz da harem.

Çarşı sahneleri Safranbolu'da çekilmiş.

Yönetmen Tuba German, "Ramazan dizisi bu. Bayram gelince bitecek" açıklamasını yapınca, "Keşke dizi devam etse de üç ay daha oruç tutmaya devam etsek" dedim. Çok mu abartmışım?

Şimdiden belli ki tadı damağımızda kalacak ve her sene böyle bir yapım bekleyeceğiz.