Sevgili şehidler bayramınız mübarek olsun
Şehidlerin, ölüm meleğini tebessümle karşılamaları ahiret inancımın altını çizerek şöyle bir dipnot düşer:
‘’ Şehidler bayram ederler…”
İnternete düşen her şehid görüntüsü bana büyük bir moral verir… Onların o gülen yüzleri en küçük bir acı bile hissetmediklerinin delaletidir… Evet, Resulullah aleyhisselam’ın ‘şehidlerin çektiği acı bir haşerenin ısırması gibidir.’ hadisinin ne kadar da sahih olduğunu bizlere gösterir…
Şehidleri severim ben…
Neden sevmeyeyim ki!
Bana iki farklı hayattan bahsederler;
‘Ölümün sana uğramasının’ istendiği bir hayat… Ya da ‘senin ölüme uğramanın’ istendiği bir hayat…
Her iki hayatın akışını ve o hayatın nasıl sonuçlandığını Allah’a hamdolsun ki görebiliyoruz… Her iki son, insana bir hayat yaşam tarzı mönüsü verir… ‘Nasıl ölmek istersen öyle yaşarsın’ gibi…
Şehidlerin hayatını dinlemek ya da okumak da bana büyük bir moral verir… Cesaretimi artırır ve bana yeni salih amellerin adresini gösterir…
Hayatımı, değer yargılarımı, sarı çizgilerimi, iman ve amellerimi tekrardan gözden geçirmemi sağlar… Ya Rabbi bu ne büyük bir davet!!!
Sen cihad beldesinde göğsünü kurşunlara açıyorsun, bilmem kaç kilometre uzaklıktaki bir kardeşin akidesinin ve amellerinin gözden geçirmesine vesile oluyorsun…
Ya rabbi bu ne güzel bir davet…
Abdullah azam Takva yayınlarından çıkan ‘’Hurilerin âşıkları’’ isimli bir kitabında şöyle der:
“ Nice ölü kalpler var ki şehidlerin ilginç hayatını dinleme suretiyle dirilmiştir. Nice kahraman gençler bir şehidin hayat hikâyesinden etkilenmek suretiyle birçok olumsuzlukları aşıp cihad beldelerine gelmiştir. Nice yolunu kaybetmiş kimseler şehidlerin hayatını okuduktan sonra doğru yolu bulmuştur. Nice fasık ve günahkârlar şehidlerin hayatından etkilenip rabbine dönmüştür…”
Şehidlerin hayat hikâyeleri insana bir yol pusulası olurken şehadetle tanışmalarına vesile olanların (Kurşun sıkanların) da hayat hikâyeleri insanın islamı sevmesine katkıda bulunur…
Özelliklede bugün Suriye’de İranlı keskin nişancıların varlığının bilinmesi, Hizbullah liderinin Esad’ı destekleyip Suriye’deki Ehlisünnet olan kardeşlerimizi terör gibi gösteren açıklamalarda bulunması Ehli Sünnetin tek düşmanının ehli kitap olmadığını da gösterir…
Mehmet Emin Akın hocamızın kaleme aldığı bir Suriye’den en son haberler başlıklı bir yazıdan birkaç paragraf sizinle paylaşayım:
“Şam mahalleleri kuşatma altında. Evler tek tek aranıyor. Çeteler ve Hizbullat’ın desteğindeki Şebbihalar kadın erken ve çocuk demeden tutukluyorlar. Mahalleleri sırasıyla kuşatıyorlar. Her kuşatmada binlerce kadını ve erkeği tutuklayıp götürüyorlar. Arananlar verilmediğinde çocukları esir alınıyor. İstenenler teslim edilmediğinde evdeki bütün kadınlara tecavüz edecekleri tehdidinde bulunuyorlar ve bunu fiilen de yapıyorlar.
Camilere baskınlar devam ediyor. Teravih namazları basılıyor ve uzaktan keskin nişancılar rastgele camilerden çıkanlara ateş ediyorlar. Cuma günleri sokaklara çıkmak çok zor.
Halk gıda depoluyor. Hastaneleri tamamen İran, Hizbbullat ve Rusya’dan gelen paralı askerler koruyor.
“Abbasin Stadyumu” tamamen İran komandolarına ayrılmış.
Hastaneleri Hizbullat’ın milisleri koruyor ve askeri hastaneleri onlar koruyor. Askeri hastanelerde Hizbullat’ın filamaları ve armaları asılı.
Sokaklara İran askerleri alenen dolaşıyorlar ve Farsçayı açıktan konuşuyorlar.”
,,,
Ya rabbi!
Hala ehli sünneti şiayla kardeş görenleri sana havale ediyorum!!!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.