Bedelli askerlik, İsrail'den özür vs.
Ülke gündemindeki konuların maşallahı var. Halep çarşısı gibi bereketli... İçlerinden bir ikisini seçsek, bir haftalık rızkımız tamam olur.
Bedelli askerlikten girip, Arap Baharı'ndan çıkabiliriz.
Sınır ötesi harekâttan başlayıp, Mavi Marmara ve İsrail konusuyla tamamlayabiliriz.
11 Eylül'ü, 12 Eylül'ü, 13 Eylül'ü de es geçmemek lâzım.
*
İlki, ABD'deki terör saldırısının onuncu yıl dönümü.
İkincisiyse iki yönlü; hem 12 Eylül darbesinin 31. yılı, hem de referandurumun birinci yılı.
13 Eylül ise Yeni Şafak'a yapılan polis baskınının onuncu yılı.
Hiç birini unutamayız.
Unutan ziyandadır.
*
Bedelli askerlik konusu yine yılan hikâyesine döndü.
Yapılan açıklamalar, bir açıdan papatya falını andıran cinsten.
Çıkacak, çıkmayacak...
Gündemimize aldık, gündemimizde yok...
Kanun teklifi hazırlıyoruz, askere soruyoruz...
*
Hem üstte bıyık, altta sakal durumu...
Hem de çözülmesi gereken çok ciddi problemlerin, iri kütleler halindeki varlığı.
Bu kadar büyük, karmaşık, çetrefilli konular olmasaydı ülkenin başında, bedelli konusu mutlaka kesin sonuca bağlanırdı.
Beri yanda ise bedelli çıkmasını bekleyen çok büyük bir kitle var.
Geriye bakınca da defalarca bu uygulamaya başvurulduğunu görüyoruz.
*
Velhasıl bendeniz şöyle görüyorum:
Bedelli askerlik muhakkak çıkacaktır...
Lâkin bekleyenlerin naçiz vücutları o günü görebilir mi, işte orası meçhul.
*
Bütün dünyanın malumudur ki İsrail ile ilişkilerimiz fena halde gergin.
İsrail'in bölgede arasının iyi olduğu tek ülke Türkiye idi, şımarık tavrı yüzünden birkaç yıl içinde gerginlik tavan yaptı.
Kendilerini uluslar arası hukukun da üstünde görmek...
Birleşmiş Milletler tarafından alınan kararların hiç birine uymamak...
Gazze'ye insanlık dışı abluka...
İşgal edilen topraklar ve inşa edilen utanç duvarları...
Mescid-i Aksa'nın altında yapılan kazılar ve 50 yaş altındaki müslümanlara getirilen yasak...
Mavi Marmara baskını...
Hangi biri tahammül gösterilebilir?
*
Türkiye Mavi Marmara gemisine yapılan baskın ve orada şehit edilen dokuz vatandaşımız için özür bekliyor, tazminat talep ediyor ve Gazze ablukasının kaldırılmasını istiyor.
Bütün bu şartlar tek tek yerine getirilse bile, ilişkiler eskisi gibi olmaz.
Olmamalı da zaten.
Gemiye yapılan baskında rol alan askerler ve komutanları uluslar arası bir mahkemede yargılansa da, o şehitler için İsrail'in bütün hazinesi şehit ailelerine aktarılsa da olmamalı.
Vazo kırılmıştır.
Yapıştırılsa dahi, kırık yerlerin izi belli olur.
Hem de çıplak gözle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.