Tepedeki güneş vücudumdaki su oranını azaltınca oğlumu çağırıp bir bardak su istedim…

Gelen su soğuk değildi. Bu kez soğuk olsun dedim.

Soğuk suyu yudumlarken aynı güneşin Somali’deki kerdeşlerimin vücudundaki suların neredeyse tamamını geri çekmiş olduğu aklıma gelince bu kez sıkıntıdan terledim…

Bir şey yapamama sıkıntısı…
Duayla yetinme sıkıntısı…

Elbette ki dua büyük bir güç… Bunu inkâr etmiyorum…

Dualarımızın yanına birer bardak su koyup uzatmamız gerekmez miydi? Mesafelerin uzak olması kardeşliğimize gölge düşürmemeliydi…

Evrensel bir dine mensup olduğumuzu bir batılıya nasıl izah edecektik?

Bir kardeşimizin ayağına diken battığında acısını hissetmedikten sonra nasıl kardeş olduğumuzu ilan edecektik?

Bir kişiye ya da bir beldeye bir kuraklık-savaş- sel-deprem ve benzeri musibetler isabet edince anında birçok hayır kapıları ardına kadar açılır…

Ortada dul ve yetim kalanlar, ekmek, su ve barınaklara ihtiyacı olanlar bizlere bazı hayırları hatırlatırlar. Onlar istemek zorunda değiller, bizler vermek zorundayız.

Bugün bir Somalili elbette ki bizleri şahsen tanımaz ve bizlerden istemek zorunda da değildir…
Biz vermek zorundayız…

Bazı ibadetler vardır ezanla hatırlatılır… Bazı ibadetler vardır gazete ilanlarıyla hatırlatılır-kılınacak cenaze namazı, yeri ve tarihi gibi.- Bu ibadetler bir süre bekler ve giderler… Yetişemediğin zaman o ibadet kaçmış olur… Somali-ırak ve diğer bazı ülkelerdeki sıkıntılar da birçok ibadetlerin çağrıcısıdır…

Bu yüzden bunu fırsat bilmeli…

Salih amellerin kokusunu alma bakımından önümüzde mükemmel örnekler var; sahabeler gibi… Salih bir amelle karşılaştıklarında ne tembellikleri ne de dünya sevgileri öne geçiyordu. İşittik ve itaat ettik misali, gördük ve amel ettik diyorlardı…

Koca bir ramazanda her gün kapıma kadar gelen Somali ecir gemisi günahlarım yüzünden bir türlü demir atamıyordu… Demek ki kısmet bu haftayaymış… Somali ecir gemisinde küçük bir yer tahsis etmek için geçen yıl açmış olduğum bir kitapevinin Somali kardeşlerimiz için su ve gıda olmasını sağlamayı düşündüm ve hızının kesilmemesi için dua ettiğim kardeşim Âdem Özköse’yle istişare ettim ve sağ olsunlar Vakit gazetesi- İ.H.H yardımcı oldular ve kitapevindeki ürünlerinin tamamını yardım aracına yerleştirdiler…
İnfak ameli gizli olmalı… Ama bazı durumlarda teşvik için açıktan da yapılacağı bilgisi ile bu yazıyı kaleme almış oldum…

Şimdi;

Değerli okuyucu kardeşim,
Bu yazıyı okur okumaz eğer mağazalar zincirine sahipseniz, ya da birden fazla dükkânınız varsa en az bir tanesini, ya da bir dükkân sahibiyseniz en azından dükkânınızın yarısındaki tüm ürünleri verebilirsiniz…
Allah, bir kuluna zenginlik verdiği zaman o zenginliği ne şekilde kullanacağının kılavuzunu da vermiş. Ama maalesef kılavuzuna bakmadan sahiplendiğimiz için tüm ürünlerin kendimizin olduğunu zannediyoruz.

Oysaki tamamı Allah’ın ve dediği şekilde kullanmak lazım…

Rabbim, infak ayetlerini tekrardan gözden geçirmemizi nasip etsin. âmin…