Konferanstan Notlar
Tahran'da düzenlenen İslâmî Uyanış Konferansı'ndan bilgiler ve notlar aktarmaya devam ediyoruz. Fakat bir makaleye sığdıracak kadar seçme yapmak durumundayız.
Programın birinci oturumunun ilk konuşmacısı, Sudan'ın eski başbakanı Sadık el-Mehdi İslâm âleminin bugün yeni bir sabaha açıldığını söyleyerek bunda üç önemli hadisenin etkili olduğunu dile getirdi. Bunları da İran İslâm devrimi, Türkiye'de AKP'nin siyasi zaferi ve Arap dünyasındaki halk devrimleri olarak sıraladı. Bu üç olayı üç yükseliş olarak niteleyen Mehdi ümmetin gücünün ortaya çıkması için münferit değil toplu hareket etmek, birleşmek gerektiğini vurguladı.
Muhammed Hüseyin Fadlullah'ın vefatından sonra Hizbullah'ın âlimleri arasında onun yerine geçen kişi olduğunu söyleyebileceğimiz Naim Kasım da konuşmasında Arap devrimleri üzerinde durarak bu devrimlerin Cuma gününün anlamını ve Cuma namazının rolünü hatırlattığına dikkat çekti.
Filistin İslâmî Cihad Hareketi'nin siyasi lideri Dr. Ramazan Abdullah Şallah, Filistin devleti ilanı iddiasıyla BM'ye başvurulması konusu üzerinde durarak bu başvurunun Filistin davasına ve halkına bir şey kazandırmayacağını söyledi. Şallah, sonu zaten baştan belli bir başvuruyla aslında siyonist işgali meşrulaştırmanın bir oyunu olarak kullanılan masa başı görüşmelerinin sıfır noktasına geri dönülmek istendiğine dikkat çekti. Şallah, Filistin'in bir bütün olduğu ilkesinden vazgeçmeyeceklerini ifade ederek Filistin halkının da Tanca'dan Jakarta'ya kadar bütün bir ümmetten oluştuğunu dile getirdi.
Ezher Üniversitesi öğretim görevlilerinden Cemal Kutb'un konuşması biraz aykırı içeriğiyle dikkat çekti. Mensup olduğu kurum adına değil şahsı adına konuştuğunu başta hatırlatan Kutb Arap devrimlerinin İslâm devrimi olarak nitelendirilmesine itirazda bulunarak bunların İslâm devrimi değil birer fıtrat devrimi olduğunu, başkaldıranlar arasında her kesimden insanların bulunduğunu, büyük çoğunluğu Müslüman olsa da sokağa dökülenlerin kimliksiz bir şekilde çıktıklarını iddia etti ve bazı eleştirilerini dile getirdi.
Cemal Kutb'dan sonra konuşan Irak eski başbakanı İbrahim Caferi ona itiraz ederek devrimlerin tam anlamıyla İslâm devrimi olduğu iddiasında bulundu. Caferi, İslâm'ın zaten fıtrat dini olduğunu hatırlatarak fıtrat devrimlerinin de İslâm devrimi olduğunu ileri sürdü. Irak halkının mağduriyetlerinden söz eden Caferi işgale itiraz ettiklerini söyleyerek Irak halkının aynı zamanda bir taifecilik mağduru olduğunu vurguladı.
İlginç olan bir şey eski Güney Yemen'in yani sosyalist rejimle yönetilen Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı ve Yemen Sosyalist Partisi'nin ileri gelenlerinden Ali Nasır Muhammed'in yaptığı konuşmada İslâm'ın din, hayat ve bir yönetim biçimi olduğunu vurgulamasıydı. Muhammed aynı zamanda İslâm'ın terörle bir ilgisinin olmadığını hatırlatarak toprakları işgal edilen, hakları gasp edilen insanların mücadelelerinin terör olmadığını vurguladı.
Yemen'deki direnişi de destekleyen bir konuşma yapan Ali Nasır Muhammed halk direnişinin Tunus, Mısır ve Libya'da zafer kazandığı gibi Yemen'de de zafer kazanacağını dile getirdi. Ben buna bir eklemede bulunarak Suriye'de de zafer kazanacağından hiç tereddüt edilmemesi gerektiğini ve Suriye'yle ilgili strateji geliştirenlerin sallanan kanlı dikta rejimine göre değil bu rejimin eli kanlı diktatörlerinin aynen Kaddafi gibi kendilerine kaçacak delik aradıkları ve halk direnişinin zafer kazandığı günlere göre bir ayarlama yapmalarının çok daha akıllıca bir iş olacağını hatırlatmak istiyorum.
Konferansta konuşma yapan önde gelen isimlerden biri de Filistin İslâmî Direniş Hareketi (Hamas) Siyasi Birimi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Musa Ebu Merzuk'tu. Ebu Merzuk, İslâmî uyanışın anlık bir olay değil uzun bir geçmişe sahip olduğunu vurguladıktan sonra birtakım kilometre taşlarından da söz ederek bu geçmişin bir özetini ortaya koymaya çalıştı.
Konferansın sonunda bir genel sekreterlik oluşturulması kararlaştırıldı ve genel sekreterliğe de İran eski Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti seçildi.
Not: Yazılarımızın ve radyo programlarımızın sesli kayıtlarının yayınlandığı kişisel web sitemizin www.vahdet.com.tr şeklindeki adresi www.vahdet.info.tr olarak değişmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.