Mistik Mıstık
Başbakan Erdoğan'ın Arap Baharı gezisi sırasında üç ülke programa alınmıştı: Mısır, Tunus ve Libya.
Henüz görüşmelerin ikinci ayağındayken, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozi, telaş içinde Libya'ya gitmişti bildiğiniz gibi.
Yanında "kameraman arkadaş" gibi, İngiltere Başbakanı Cameron da vardı.
Apar topar yapılan o ziyaret için "rol çalma" yakıştırması yapılmıştı.
Öyle bir durumda söylenecek başka söz yok zaten.
Sarkozi, Erdoğan'dan rol çalmaya çalışmış, ancak göz kararı miktarınca "komik duruma" düşmüştü.
*
Heyeti taşıyan uçak Tunus'tan havalanmak üzereyken, Genel Yayın Yönetmenimiz Yusuf Ziya Cömert'in kalp krizi geçirdiği ve hemen hastaneye kaldırıldığı haberi geldi.
Yusuf Ziya Bey, birkaç günlük tedavinin ardından İstanbul'a döndü.
Görüştük, konuştuk, çay içtik, sağlık durumuyla ilgilenen arkadaşlara telefonda bilgi verdik, koltuğumuzu "geçmiş olsun" dileklerini sunmak için gelen ziyaretçilere bıraktık...
*
Açıkça belirtmek zorundayım ki Yusuf Ziya Bey'in yaptığı da Sarkozi'nin durumundan pek farklı değildi.
Tam anlamıyla bir "rol çalma" olarak değerlendirdim.
Nusret Özcan ve Hamit Can gibi evvel giden ahbaplardan sonra, sıranın bana geldiğini düşünüyordum.
Aceleyle araya girmesi hiç yakışık almadı.
*
Kalp krizi deyince, biraz durup düşünmek lâzımdır.
Herhangi organ gibi değil kalbin durumu.
Ne parmağa benzer, ne kulağa.
Kriz geçirince her şeyi yeni baştan sorgulamak ister insan.
Hayata bakışı değişir.
Yusuf Ziya Bey de o durumdaydı görüştüğümüz gün.
"Nasıldı?" diye soran arkadaşlara "Biraz mistikleşmiş" gördüğümü söyledim.
Zaten önce de mistik yönü olan biriydi. Adı Mustafa olsaydı, "Mistik Mıstık" derdik diye ekledim.
Oradan bizim Mustafa Cambaz atıldı.
"Ben de kendimi o yolda ilerleyen biri olarak görüyorum, o zaman bana öyle söylersiniz."
*
İnanır mısınız bilmem, bu işler şakaya gelmiyor.
Aradan bir hafta geçti geçmedi, bu defa "Mustafa Besli kalp krizi geçirdi, şimdi hastanede" haberiyle sarsıldık.
Bizim gazetede kalpler çok hassas galiba.
Hemen hastaneye gitmek istedik ama bir süre yoğun bakımda kalması gerekiyormuş.
Bekledik, odasına alındığı zaman gideriz dedik.
*
Önceki gün Siyami Ersek'teydik.
Çok şükür durumu iyiydi.
Doktorlar yakından ilgilenmişler, başhekim de uğramış hatırını sormuş, durumuna bakmış.
Her zaman aceleyle konuşan Besli Bey, "Mistik Mıstık" olduktan sonra gördük ki kelimeleri tane tane kullanmaya başlamış diğer kalp krizi geçirenler gibi.
İlk sözü "Hoş geldiniz, sağ olun" iken hemen ardından sigara içenlere "Derhal bırakın" tavsiyesi oldu.
Kimler o tavsiyeye uyar bilemem ama orada bulunanların hepsi etkilenmişti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.