Mazlum halklar Kemalistlerden hesap soracak!
- Lütfü Bey; Başbakan Erdoğan’ın her ortamda Filistin, Somali gibi mazlum ülkelere sahip çıkan konuşmalarının CHP’lisi, MHP’lisiyle Kemalistleri rahatsız ettiği görülüyor. Kemalistlerin sözcülüğünü yapan medya, “Filistin’den, Somali’den bize ne; bırakalım onları kurtarmayı” diyor. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Kemalistler unutmasın ki, biz de bir zamanlar mazlum bir halktık. Emperyalistlere karşı Mustafa Kemal’in komutanlığında başlattığımız Kurtuluş Savaşı’nda, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nden çok hayati destek aldık. O zaman Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin başında olan Lenin, bizim halkımız için, “Onlardan bize ne; bırakalım onlara yardımcı olmayı” demedi. Emperyalistlere karşı Kurtuluş Savaşı başlatan halkımıza, başta silah desteği olmak üzere çok hayati destek verdi. Kemalistler bunu unuttu demek ki. Kemalistler mazlum halkların kurtuluşuna önderlik eden bir tarihimiz olduğunu da unuttu demek ki. Yine Kemalistler 1960’lı yıllarda Türkiye’nin sosyalist gençlerinin, İsrail’e karşı savaşmak üzere Filistin’e gittiklerini ve bazılarının İsrail’e karşı savaşırken can verdiklerini de unuttu demek ki. Kemalistler bunları unutmasalardı “Filistin’den, Somali’den bize ne; bırakalım onları kurtarmayı” demezlerdi. Aksine Başbakan Erdoğan’ı, mazlum halklar için daha yürekli adımlar atmaya teşvik ederlerdi. Ama Kemalistler Başbakan Erdoğan’ın bırakın mazlum halklar için daha yürekli adımlar atmasına, onun mazlum halkların gördüğü zulmü dile getirmesine bile karşı çıkıyor. Bakın Başbakan Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Somali, Filistin gibi mazlum halkların feryadını duymayan bir dünyada kimsenin barıştan, adaletten, medeniyetten söz edemeyeceğini söylüyor. Dünyadaki sömürgeciliği, adaletsizliği, eşitsizliği dile getiriyor. İşte Kemalistler, Başbakan Erdoğan’ın bu konuşmasına bile karşı çıkıp, “Bize ne mazlum halklardan; bırakalım onları kurtarmayı” diyor. Kemalistler bilmeli ki, mazlum halkların dayanışmasıyla karşı konulur emperyalizme. Mazlum halkların dayanışmasıyla direnilir sömürgeciliğe. Mazlum halklarla dayanışmaya karşı çıkmak demek, dünyada emperyalizm, sömürgecilik, zulüm sürsün demektir. Bu da dünyadaki mazlum halklara ihanet etmek demektir! İşte onun için diyorum ki, mazlum halklar Kemalistlerden hesap soracak!
SARAYDAN YANA DEĞİL
SOKAKTAN YANA OLUN!
- Kemalistler sadece Somali ve Filistin halkına Türkiye’nin destek olmasına karşı çıkmıyor, Müslüman halkların başlarındaki diktatörleri devirmesine de karşı çıkıyor. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
- Ya saraydan yana olursunuz ya sokaktan yana olursunuz! Ya diktatörlerden yana olursunuz ya halktan yana olursunuz. Malumunuz Müslüman Arap halklarının başında adına devlet başkanı, kral, şeyh, emir denilen diktatörler var. Bunlar saraylarda otururlar, zevki sefa içinde yaşarlar. Bunların eşleri, çocukları, kardeşleri parayı su gibi harcayıp dillere destan bir hayat yaşarlar. Bunlar ülkelerinin başta petrol olmak üzere doğal zenginliklerini emperyalistlerle birlikte paylaşırlar, halkı dışlarlar. Bu nedenle petrol zengini bu ülkelerin başındaki diktatörler zenginleştikçe zenginleşti, halk ise fakirleştikçe fakirleşti. Bu durum uzun süre böyle sürüp gitti. Diktatörler “ekmek ve özgürlük” diyerek bu duruma karşı çıkanların kafasını anında ezdi. Diktatörlerin sergiledikleri zulümden korkan halklar, uzun süre sindirildi. Ama derken iş öyle bir noktaya geldi ki, artık diktatörlerin sergiledikleri zulümler de fayda etmedi. Halklar peş peşe isyan etti; sokakları ele geçirdi; saraydakileri devirdi. Saraylardan değil sokaklardan yanaysanız, sokaklardaki isyanın yanında saf tutmanız gerekir. Diktatörlerden değil halktan yanaysanız, halkın diktatörleri kovmasını desteklemeniz gerekir. Müslüman halkların başlarındaki diktatörleri devirme süreci hız kesmeden devam etmelidir. Bu sürece Suudi Arabistan, Kuveyt gibi ülkelerin başındaki diktatörler de eklenmelidir. Müslüman halkların başındaki son diktatör devrilene kadar bu süreç sürmelidir. Ancak Müslüman halkların tepesindeki diktatörlerin devrilmesi yeterli mi? Müslüman halklar başlarındaki diktatörleri kovduktan sonra, petrol gibi ülkelerinin doğal zenginliklerini sömüren emperyalistleri de ülkelerinden kovmalı. Bu ülkelerdeki petrol gibi doğal zenginliklerin tek sahibi halk olmalı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.