İdeolojik anayasalar devri kapanmalıdır
Müstakbel ‘2012 Anayasası’, önümüzdeki yüzyıla damgasını vuracaktır. Bu parlamentonun en mühim icraatı olacak olan bu anayasa, satır veya satır aralarında muhtemel pişmanlıkları taşımamalı.
Önümüzdeki yıl içinde bitmesi gereken anayasa, Türkiye’yi önce 2023 Büyük Türkiye’sine ve oradan da 2071 Cihan Devleti Türkiye’ye hazırlayacaktır. Eğer, o anayasa, bunları yapamayacaksa zaten kimse bir zahmete katlanmasın.
Şimdi, dünyanın güç merkezi yeniden Asya’ya kayıyor. Bu tarihi seyri dürbünle takip edip kendi devletimizi değil de Çin’i, Hindistan’ı vs. daha layık görürsek veballerin katmerlisi işlenmiş olur.
Bu vebale düşmemek, TBMM’ye, hükümete, yargıya ve ülke insanına rehber olacak aydınlık, hukuk namusuna sahip ve ideolojilerden uzak bir esas teşkilat metni ile mümkün olacaktır. Tuhaftır ki ideolojinin en yoğun olarak yer aldığı, 1924 değil 1982 Anayasasıdır. O yıllardaki makalelere bakarsanız bir hususun şiddetle eleştirildiğini görürsünüz. Zira kültürümüzde, doktrinde ve hiçbir yerde mevcut olmayan bir ifade anayasaya derc edilmektedir, Atatürk milliyetçiliği.
1982’de çıkan çok sayıda fikir yazısı ve kitapta şahıs milliyetçiliği olamayacağı, milliyetçiliğin milliyet üzerinden yapılabileceği gayet ilmi delillerle isbatlanmış, fakat cunta emrindeki anayasa katiplerine dünyanın yuvarlaklığı anlatılamamıştır.
Adı geçen anayasanın ön sözü ideolojik radyasyonla kirlidir.
Kendilerine dayanak arayan darbeciler, beyin külfetine katlanmamak için kolaycılığa kaçarak Atatürk ve Atatatürkçülüğü kullanmışlardır. Nasılsa Atatürk’ü koruma kanununda hakaret suç, fakat dalkavukluk suç değildir.
1982 Anayasa kâtipleri, sadece milliyetçilik kavramını dejenere etmekle kalmamış, milletvekili ve Cumhurbaşkanı yeminlerine de Atatürk’le ilke ve inkılaplarını dahil etmişlerdir. Bunların hiç biri önceki anayasalarda olmadığı gibi benzer bir keyfiyet hiç bir başka devlette de yoktur.
Artık rejim, bir korku taşımamalı ve dolayısıyla şu veya bu sebeple cumhuriyeti muhazafa kaygılarına düşmemelidir. Sağ iktidarlar bilhassa bugünkü iktidar halkla rejim arasındaki soğukluğu tamir etmiştir. Bundan böyle cumhuriyete bizatihi muhafazakâr kitle sahiptir.
Bu itibarla mer’iyyeteki Anayasasının hataları tekrarlanmamalıdır. İslam öncesi, sonrası, Osmanlı, Cumhuriyet hangi dönemden olursa olsun milliyeti bir tarihi kişiye mal etmek ve aynı kişiyi üzerinde yemin edilecek bir Türk Zeusu’na döndürmek milliyeti de milleti de mukaddesatı da hafife almak olur. Aksine yeni anayasa, artık koruma kanunlarına gerek kalmadığını konuşturabilecek olgunlukta olmalıdır.
Büyük düşünebilen sorumlu insanlar, büyük anayasa ve Büyük Türkiye’yi inşa edebilirler...
İdeolojiler geçen çağda kalmıştır.
İdeolojiler öldü.
Sadece ekonomik olarak değil, fikren de en ileri 10 ülke arasında yer alabilmeliyiz.
Yaşasın yeni zamanlar!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.