Türk Ordusu yerine Amerikan Ordusu!
- Lütfü Bey; Kuzey Irak’taki PKK karargâhı Kandil’e yönelik kara harekâtının gündemde olduğu şu günlerde, bu konuda açıklamalarda bulunan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “ABD’den izin almadan Kandil’e kara harekâtı yapamayız. Ayrıca Kandil’in PKK’dan temizlenmesi için bu harekâtı ABD yönetmeli” dedi. Nasıl değerlendiriyorsunuz onun bu sözlerini?
- İran ABD’den izin almadan “İran’ın PKK’sı” PJAK’ın Kandil’deki karargâhına kara harekâtı yapıp, bu örgütü teslim aldı. İran’ın hiçbir Genelkurmay başkanı da İlker Başbuğ gibi “ABD’den izin almadan Kandil’e kara harekâtı yapamayız. Ayrıca bu harekâtı ABD yönetmeli” diye konuşmadı. Zaten İlker Başbuğ gibi Genelkurmay Başkanlarımız ABD’ye böylesine teslimiyetçilik sergiledikleri için, Türkiye İran’ın başardığını başaramadı. Türkiye PKK’ya karşı ABD’den izin almadan harekât yapamayacaksa, o zaman dünyanın sayıca en büyük ordularından birini beslememize ne gerek var? Ülke bütçesinin aslan payını ordumuz için ayırmamızın ne anlamı var? Kaldı ki eski Genelkurmay Başkanımız, Amerikan Ordusu’nun ağır silahlarıyla birlikte Türkiye topraklarına yerleşmesine izin veren 1 Mart Tezkeresi’nin Meclis’te reddedilmesinin hata olduğunu da söylüyor. Bu da genelde Genelkurmay başkanlarımızın zihnen ABD’ye ne kadar bağımlı olduklarını gösteriyor. Her adım atışlarında “ABD ne der” diye düşündüklerini gösteriyor. Oldu olacak Türk Ordusu’nun yerini de Amerikan Ordusu alsın bari! Türkiye’yi koruma kollama görevini Amerikan Ordusu yapsın bari! Bu olacak iş mi? İlker Başbuğ’un bu sözleri, Türkiye’nin Genelkurmay başkanının sarf edeceği sözler mi? Bir de İlker Başbuğ gibi Genelkurmay başkanlarımız Atatürkçü geçinir. “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyerek ülkenin, milletin bağımsızlığına vurgu yapan Atatürk mezarından kalksa, başta İlker Başbuğ gibi Genelkurmay başkanlarımız olmak üzere Atatürkçüleri sıkı bir dayaktan geçirir. “Siz herhalde ‘Bağımsızlık benim karakterimdir’ sözümü ‘Bağımlılık benim karakterimdir’ diye anladınız” diyerek Atatürkçülerle dalga geçer! Atatürkçülere “ABD’ye bu kadar bağımlılık, bu kadar teslimiyetçilik yeter; kendinize gelin efendiler” der. Atatürkçülere “Hiçbir şeyden utanmıyorsanız bari komşumuz İran’dan utanın; onun bağımsız bir ülke olarak hareket edişini kendinize örnek alın” der.
YARGI BAĞIMSIZ OLURSA HUKUK ÜSTÜN OLUR!
- Darbeye teşebbüs ettikleri gerekçesiyle tutuklanıp cezaevine yollanan Ergenekon, Balyoz türü davaların sanıklarının avukatlığını yapan birtakım partiler, barolar, “Referanduma sunulan anayasa değişikliğinin kabulü sonucunda Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısının değiştirilmesiyle yargı tarafsızlığını yitirdi” iddiasını yaygın bir propagandaya dönüştürdüler. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Tarafsız olmayan bir şey tarafsızlığını yitirebilir mi? Ülkemizde yargı zaten tarafsız değildi ki? Nitekim ülkemizde İstanbul Barosu gibi bazı barolar, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek yürümediler mi? “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” zihniyetindeki hukuk profesörleri, darbeci paşaların karşısında hazırola geçmediler mi? “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” zihniyetindeki yargıçlar, Genelkurmay karargâhında toplanıp, kendilerine her söylenene “Başüstüne” demediler mi? Ve de “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” zihniyetindekiler Cumhuriyet mitinglerinde “Ordu göreve” diye bağıracak kadar ileri gitmediler mi? Yahu bir yargı mensubu “Ordu göreve” diye bağırıp durur mu? Yahu bir yargı mensubu Mustafa Kemal’in askeri olur mu? Bir yargı mensubu hukukun askeri olur; adaletin askeri olur; vicdanın askeri olur, ama Mustafa Kemal’in askeri olur mu? Mustafa Kemal’in askeri olursa, tarafsız olur mu? Dediğim gibi yargı zaten Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısının değiştirilmesinden önce de tarafsız değildi ki. Kaldı ki “Referanduma sunulan anayasa değişikliğinin kabulü sonucunda Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısının değiştirilmesiyle yargı tarafsızlığını yitirdi” propagandasını yapanlar, yargının tarafsız olmasını istemiyorlar. Bunlar yargının eskisi gibi Mustafa Kemal’in askeri olmasını istiyorlar. Kendi düşüncelerinden yana bir yargı istiyorlar. Ben de diyorum ki, yargı ne Mustafa Kemal’in askeri olsun, ne de hükümetin askeri olsun. Yargı sadece hukukun, adaletin, vicdanın askeri olsun. Çünkü ancak yargı hukukun askeri olursa, o ülkede geçerli olan üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü olur!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.