Haccınız mebrur, sayınız meşkûr olsun!
Sevgili habervaktim dostları, geçen hafta sizinle Kâbe ve Kıyam üzerine sohbet etmiştik. Bu kez ise Haccın önemi ve değerlendirilmesi üzerine dertleşmek istiyorum. Hacc sezonu boyunca da aynı konudan sözü açacağımı düşünüyorum. Belki de Mevla’m nasip ederse, size oralardan yazarım inşaalah. Ama ha oradan, ha buradan, önemli olan neyi, nasıl ve ne şekilde paylaştığımızdır. Mevla’m daima doğruyu, güzeli ve gerekli olanı dile getirmeyi bizlere nasip eylesin, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanlardan kılmasın inşallah.
Yazının hemen başında bu kutlu yolculuğa çıkacak olanlara önceden bazı kitapları özellikle okumalarını tavsiye etmek istiyorum. Bunlardan birincisi Dr. Ali Şeriati’nin Hacc kitabıdır. Haccı ve Hacda olanları bana göre en etkileyici ve en hisli anlatan kendisidir. Haccın bir turistik gezi olmadığını ve aslında ne olduğunu veciz bir dille anlatmaktadır. Kitap uzun yıllardan beri farklı yayın evleri tarafından basıldı ve binlercesi ülkemizde insanımız tarafından satın alındı ve okundu. Hangi baskısını bulursanız bulun ama bu yolculuğa çıkmadan mutlaka okuyun. Ayrıca Muhammed Emin Yıldırım kardeşimin yeni çıkarmış olduğu ve piyasada bulabileceğiniz Hacc kitabını da okunması gereken eserler arasına koymalıyım. Bundan başka Mustafa İslamoğlu’nun Hacc Risalesi de yine oldukça faydalı bir çalışmadır. Bunların dışında Diyanet İşleri Başkanlığımızın yayınlarından çıkan Hacc ve o bölgedeki ziyaret yerlerinin anlatıldığı pek çok kitap ve risaleyi de ilave etmemiz gerekir. Yani demek istiyorum ki, Haccın mahiyetini anlatan bulabildiğiniz her kırıntıyı irdeleyin, önceden hasreti yeşertin ki, oraya gidince bulmanız kolaylaşsın. Çünkü ne aradığını yeterince bilmeyenlerin, maksada nail olması mümkün değildir.
Hacc; Kıyam, dolayısıyla tevbe, arınma, aklanma, yıkanma ve tüm kirlerden temizlenme ameliyesidir. Bu temizliğe gerçekten ihtiyaç duyduğunuzu hissediyorsanız, bu yolculuğu iple çekiyorsanız, sabır imtihanını kazanmada kararlıysanız, Mekke’nin ve Medine’nin kumlarına günahlarınızı bir daha çıkarmamak üzere gömmek istiyorsanız, Kâbe’deki dua kalabalığının içinde kaybolmayı arzuluyorsanız, Kâbe’nin duvarlarına alnınızı dayayıp, Affet ya Rabbi demeyi planlıyorsanız, kendi dualarınızı ordaki bir milyon müslümanın duasına katmak ve milyarlarca müslamanın onur, izzet ve şerefini kurtarmaya talipseniz, rahmet yağmurlarına karışmaya ve orda kaybolmaya gidiyorsanız, Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk parolasını sadece dilinizle değil, daha çok kalbinizle söylemeye hazırsanız, asr-ı saadetin nefesinden hisselenmek istiyor, gökteki yıldızlar gibi parlayan sahabe efendilerimizin ardından yürümeye kararlıysanız, Hacerül evsedi istilam ederek Rabbinizle olan akdinizi ve ahdinizi yenilemeye azmetmişseniz, Zemzem suyuyla zerrelerinize kadar yıkanıp paklanmaya, Arafatta Yaradana tevbenizi kabul ettirmeye, Müzdelife ve Meş’arda bilinçlenmeye, Minada bize hayatı karartan Şeytana haddini bildirmeye kararlıysanız, nefs putunu parçalama azminde iseniz ve günahlarınızı çöl güneşi ve kumlarında yakmaya kararlıysanız şimdiden yolunuz ve bahtınız açık olsun.
Her şeye rağmen Haccın ve Umre’nin biz Müslümanlara kazandıracaklarının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yukarda aktarmaya çalıştığım hususları derinlemesine hissetmek ve hazırlıklı olmak tabiî ki en doğrusudur ama bu hazırlık safhası yeterli olmayanların da, bu kutlu seyahatlerden alacakları sayısız kazanımlar olacaktır. Çünkü bu güzel mekânlar ve bu mekânların kadim sahiplerini ziyaret etmek bile başlı başına bir kazanç ve lütuftur. Okuyamayanlarımız dinleyerek ve görerek, tutup kavrayamayanlarımız dokunarak, duyamayanlarımız hissederek bu hikmetli ibadetin künhüne varmaya gayret etmelidirler. Rehber Hoca efendilerin tavsiyelerini kulak ardı etmeden, yapılması gerekli menasiki ihmal etmeden, sabır imtihanını unutmadan hareket edersek Mevla bizi umduğumuza nail kılacaktır inşaalah. Yaptığımız işlerin, yani ibadetlerin asıl hikmetinin ne olabileceğini düşünmeyi asla ihmal etmeyelim. İhramı, Mikadı, Telbiyeyi, Tavafı, Hacerül Evsedi, Hicr-i İsmaili, Hacer annemizi, Safa ve Merveyi, Arafat ve Minayı, Şeytan ve Kurbanı ve bunlardaki hikmetleri mutlaka düşünelim, onlarla kafamızı yoralım, yoğrulalım inşallah…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.