Rahim Er

Rahim Er

Anayasa için tefekkür malzemesi

Anayasa için tefekkür malzemesi

TBMM ve Adalet Bakanlığının, internet sayfalarında eski anayasa metinlerini yayınlamaları isabetlidir. Fakat, cumhuriyet dönemiyle sınırlı kalması eksiklik olmuştur. Cumhuriyet öncesi çalışmalarla belli-başlı beş devletin anayasaları da olmalıdır.
Anayasaya dayalı devlet idaremizin başlangıcı 1293/1876 Tarihli Kanun-ı Esasi’dir. Eğer, resmî kurumlarımız, bugün olmuş hâlâ anti demokratik baskılar korkusuyla üzerinde çalışılan hukuk metninin tarihçesine dair vesikaları halka açamazlarsa orada bir noksanlık kalabilir.
İdeolojik yahut ‘ne derler?’ kaygısıyla bakılırsa tarihçe, 1921’den başlar. Gerçekçi olunursa başlangıç 1876’dır. Daha geniş bakılırsa 1808 Sened-i İttifakı ihmal edilemez. Daha yüksek bir ufuktan bakıldığında ise IV. Murad devrine gitmek gerekir. Koçi Bey, padişaha devlet idaresindeki aksaklıklarla tekliflerini bir risale/rapor halinde sunmuştu. IV. Murad gelmeseydi devlet, belki iki asır evvel çekilecekti. Bahsi geçen risalenin ömrün uzamasında ne gibi etkileri olmuştur?
O halde adı geçen kurumlar, hareketi 1921’den başlatmamalı. Aydınlatmaya matuf bu destek, alakası olan her türlü çalışmayı da ihtiva etmelidir. Başka ülkeler, kendilerine zoraki tarihler tedarik ederken bizim zengin malzeme servetini ihmal etmemiz, yine bize ziyan verir. Bu itibarla o ağ sayfalarında 1982, 1961, 1924, 1921, 1876 Anayasaları olmalı. Ayrıca 1856 Islahat Fermanı, 1839 Tanzimat Fermanı, 1808 Sened-i İttifak metinleri de bulunmalıdır.
Bunlar da yetmez. Bir bakıma Anayasa Mahkemesinin selefi sayılabilecek Encümen-i Daniş’in kararlarından ve yine Anayasa Mahkemesinin daha da önceki selefi sayılabilecek Meşihat Makamı’nın fetvalarından örnekler de olabilir.
Bunlar bile eksik kalır.
Koçi Bey Risalesi ve Ebussuud Fetvalarından da parçalar yer alabilir.
Zihni ezberlere alışmış olanlar ‘fetva dönemine mi dönüyoruz?’ diye çiğ itirazlar yapabilir. Demek istediğimiz şu. Bugünkü ismi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ olan Devlet-i Ebed Müddet, derme-çatma mevzuatlarla süper güç olmamıştır. Bugün söyleyecek sözü olan milletler, bu müktesebat üzerinde çalışırken biz uzak kalamayız. Tabiî ki yazdıklarımızdan bazısı anayasa değildir. Ancak aslolan madde değil. Hukuk mantığı ve onu besleyen tefekkürdür. Bundan istifade edilmesine işaret ediyoruz.
Adına fetva da dense, ferman da olsa, senet veya karar adı da verilse sonuçta onların hepsi bir cihan devletinin, yükselme, yerini muhafaza ve geriye düşmemek için düşünülen teklif, tenkit ve tedbirler bütünüdür. Eski başarı, pişmanlık ve hatalar bizim için malzemedir. Hepsi de insan beyninin eseri. O beyinler de bizim beyinlerdir.
Çağa damgasını vuracak hukuk abidesi bir anayasa yapılacaksa bunlar gereklidir.
‘Dediklerin, akademik çalışmalardır, biz üniversite değiliz!’ itirazı da kabul edilemez.
Dün, bugün, yarın dengesine dikkat etmeli.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi