Tercüme hatası
Bayram gelir geçer, bu tartışma bitmez... Fazıl Say'ın “Alır başımı giderim” açıklaması üzerine basınımız ve siyasîlerimiz öyle atladı ki, o söz altta kaldı, ezildi.
Sözün ezilmesi de ağırdır hani.
Ne badem ezmesine benzer, ne zeytin ezmesine.
* * *
Sayın Fazıl Say'ın sözleri, diğer konuları gölgede bıraktı.
Irak'ın kuzeyine yapılan askerî harekâtı bile.
Günlerce tartışılan gitmek-gitmemek bahsi, belki daha da büyüyecekti.
Nihayet ünlü piyanist, Can Dündar'ın “Neden?” diye sorduğu tv programına telefonla katıldı da sözün aslını astarını öğrenme fırsatı bulduk.
* * *
Fazıl Say öyle söylememiş.
Sözleri yanlış tercüme edilmiş.
“İnsanın içinden gitmek geliyor” demek başka, “Giderim, gideceğim” demek başka!
Benim içimden neler geliyor bazen!
Bazıları müebbete çarptırılacak cinsten.
O da idam kalktığı için.
Basınımız istediği kadar “Gitti, gidiyor” diye terane tuttursun, Fazıl Say'ın gittiği gideceği yok.
* * *
Nasrettin Hoca'ya demişler ki “Senin karı çok geziyor.”
Hoca itiraz etmiş:
“Dediğiniz doğru olsa, ara sıra bizim eve de uğrar.”
* * *
Fazıl Say'ınki de o hesap.
Adam yılın 340 günü dışarıda.
Konserden konsere koşarak dünyanın dört bucağını, yedi iklimini geziyor.
Yurt içinde kalış süresi bir ay bile değil.
Ki o da babasının ifadesiyle, birer ikişer günün toplamı.
Gitse ne olur, kalsa ne değişir?
* * *
Say ki gitti...
O durumda belki daha fazla gelmek ister Türkiye'ye.
Konser için, yakınlarını görmek için, havasını suyunu özlediği için...
* * *
O sözlerin asıl tehlikeli olan “İnsanın içinden gitmek geliyor” kısmı değil, “Bizler-onlar” ayrımı yapılan kısmı.
Sanıyorum ki orada da bir tercüme hatası var.
Aynı zamanda bu ülkenin “Kültür Büyükelçisi” olan ve sıkça belirttiği üzere diyalog arayışında bulunan Fazıl Say, “Birler, onlar” gibi bir şey söylemiştir.
çeviri sırasında yanlışlık yapılmıştır.
Bir müzisyenin matematikte geçen basamaklardan bahsetmesinde de sakınca yoktur herhalde.
Meşhur “birler basamağı, onlar basamağı...”
Arkasından “yüzler basamağı” geliyor.
* * *
Geldik, o sözlerin “Yüzde 70 ile yüzde 30” bölümüne.
Tevil yolunda buraya kadar ilerledikten sonra, düpedüz, apaçık, yusyuvarlak mate-matik ifadeleri olan bu sözlerde mi zorlanacağız?
Kabak gibi ortada.
Yine de hiç gerek yok farklı bir anlama çekmeye.
Söyledikleri doğrudur.
Ama böyle bir orantının varlığı, ayrım yapmayı da gerektirmez, gitmeyi de.
öyle olsaydı, “Komünistler Moskova'ya” giderdi vaktiyle.
Fazıl, say bakayım kaç komünist gitti Moskova'ya?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.