Depresyonda iyileşme
Ümit bey 30 yaşında bir şirkette müdürlük yapıyordu. Kamu yönetimi mezunu idi. Evliydi ve iki yaşında oğlu vardı. Baş ağrısı, dikkat dağınıklığı, ölüm korkusu, moral bozukluğu, uykuda sıçrama, mide bulantısı, gerginlikten yakınıyordu. Babası, küçükken kendilerini terk etmişti. Babadan bir haber alınamıyordu.
Ümit bey üç sene önce annesini kaybedene kadar son derece aktif, neşeli, konuşkan biri olduğunu söylüyordu. Bir süre mide rahatsızlığı çeken annesi birkaç kez doktora gitmiş ve kendisine “Midede gastrit var gibi teşhisler konmuş ama verilen ilaçlardan fayda görmemişti. Ümit beyin annesi kilo vermeye de başlamış, günden güne halsizleşmişti. Sonunda yapılan tetkikler sonucu hastamın annesine kanser teşhisi konulmuştu. Ümit bey, çok sevdiği annesine böyle bir teşhis konulduğu için mahvolmuştu. 1 yıl hastanelerde koşuşturmuş, annesinin tedavisi için bankadan kredi bile çekmişti. Annesi için özel bir doktor bile ayarlamıştı. Ama annesinin rahatsızlığı ilerlemiş haldeyken teşhis konulmuştu, bu yüzden tedaviye olumlu cevap vermemişti. Sonunda Ümit bey annesini kaybetti.
Ümit bey üç kardeşti, kendinden iki yaş küçük kız kardeşi ve bir de 3 yaş büyük abisi vardı. Ancak annesinin rahatsızlığında Ümit bey kadar kimse çaba harcamamıştı. Bu yüzden kardeşler arasında tartışmalar da yaşanmıştı. Şu an kız kardeşiyle bu yüzden konuşmuyorlardı. Ümit bey yine de, annesinin teşhisinin gecikmesinden kendini sorumlu tutuyordu. Zamanla suçluluk duygusu azalmıştı ancak vefatın ardından uzun bir süre geçmesine rağmen bir türlü eski huzuruna kavuşamamıştı. Kendini çalışmaya vermiş ve iş yerinde başarılı işlere imza atmıştı. Hatta işlerine çok ağırlık verdiği için eşiyle arasında ufak tefek sorunlar çıkmaya başlamıştı.
Ümit bey bir sene önce, kendisinde de mide ağrıları başlayınca çok kaygılanmış ve korkmuştu. Kafasından kötü şeyler geçiyordu; “Acaba ben de annem gibi kanser mi oldum bende mi öleceğim” diyerek kendini ve eşini bunaltıyordu. Kötü haberi duymamak için doktora bile gidemiyordu.
Gece uykusundan mide ağrısıyla uyanıp, uykusundan olunca Ümit bey doktora gitmeye karar verdi. Tüm tahliller ve tetkiklerden sonra doktoru kendine, “Hepatit taşıyıcısın, miden stres yüzünden ağrıyor” demişti. Doktorun iyi haberine sevinmek yerine, hepatit sözünü duyan Ümit bey daha da kötüleşmişti. Hepatit ile ilgili tüm yazılanları okuyor, birçok doktora gidip muayene oluyordu.
Ümit beye merkezimiz psikiyatristi tarafından depresyon teşhisi koyuldu. İlaç tedavisi kullanmadan psikoterapilere başladık. Terapiler önce haftada 1 defa sonraları iki haftada 1 yapıldı. Psikoterapilerde hastanın, ölüme ve hayata bakışını konuştuk. Annesinin ölümüyle ilgili suçluluk duygularını tartıştık. Ümit bey terapilerde, ihmalkar biri olmadığını, aşırı sorumluluk duygusunun kendini yıprattığının farkına vardı. Bedensel belirtilerin, stresten oluştuğunu ve stresin vücutta ileri derecede şiddetli ağrılara yol açabileceğini örneklerle açıkladık. Onunla birlikte, depresyona girmesine neden olan zararlı yanlış düşünceleri bulduk ve bunları doğru mantıklı düşüncelerle değiştirebilmesinin yollarını öğrettik.
Değerli okuyucularım depresyon artık neredeyse her insan da görülebilecek rahatsızlık... Depresyon rahatsızlığına yakalanan kişiler; kendilerini hemen her gün üzüntülü ve kederli hissederler, uykuya dalmakta zorlanırlar ya da aşırı uyuma isteği duyarlar. Önceden zevk aldıkları uğraşılardan artık eskisi kadar zevk alamazlar. İştahlarında belirgin biçimde artış ya da azalma olur. Kendilerini çoğu zaman yorgun ve bitkin hissederler. Ölüm ya da intihar düşünceleri olabilir.
Değerli okurlarım depresyon tedavisinde özellikle ilaç tedavisi yanı sıra psikoterapi görmek çok işe yarar. Psikoterapilerde; konuşma ile, depresyona yatkınlık yaratan yanlış düşünceler ve kişilik özellikleri tespit edilip düzeltilmeye çalışılır. Bazı kişiler “Konuşmakla hastalık mı düzelir?. diyerek psikoterapiyi önemsiz bir yöntem gibi görürler. Halbuki hafif ve orta şiddetde depresyonda psikoterapi de en az ilaçlar kadar etkilidir.
Tedavide bir uzman yardımının yanı sıra ben ne yapabilirim diye soruyorsanız işte size birkaç öneri;
Depresif durumdan çıkabilmek için, daha mutlu hissettiğiniz günlerdeki gibi düşünmeye ve davranmaya başlamanız gerekir. Olumsuz düşünme-Olumsuz davranma-Olumsuz hissetme kısır döngüsünü kırabilirsiniz. İlk başlarda zorlansanız da, olumlu düşünerek ve hareketinizi arttırarak bir süre sonra daha olumlu hissetmeye başlayabilirsiniz.
Gün boyunca nasıl hissettiğinizi not alın, böylece haftanın değerlendirmesini yapabilir; örneğin günün hangi saatinde, ne yaparken, neredeyken daha olumsuz duygular yaşadığınızın farkına varabilirsiniz.
Kendinizi daha iyi hissettiğiz zamanlarda, neler yaptığınızı not alın (örneğin bir arkadaşla görüşmek, yürüyüş yapmak, spor yapmak...) ve bunları daha sık yapın. En önemlisi de yanlış giden şeylerde hemen kendinizi suçlamayın. Tabii ki kendimizle ilgili özeleştiri yapacağız ama, bunun aşırısı sizi sıkıntıya, bunalıma sokar.
Sporla ilgilenmek, düzenli yürüyüş yapmak da sizi rahatlatacaktır. Daha mutlu, huzurlu olmanız duasıyla Allah’a emanet olun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.