Azamat oğlu Alim, bir fitneye kurban gider. Sevdiği kızın babası ona bir tezgâh hazırlar ve hapse gönderir.

Suçsuz yere cezalandırılmayı hazmedemeyen Alim, hapisten kaçar.

Halk arasında Alim Aydamak olarak ün salar.

Fakir fukaranın hakkını gözetir, zalimlerin korkulu rüyası haline gelir.

Polisler jandarmalar peşine düşer fakat bir türlü onunla baş edemezler.

Alim Aydamak, Kırım'da bir halk kahramanıdır artık.

* * *

Bir gün köylünün biri üzümlerini satmış, parasını cebine koymuş, köyüne dönmektedir.

Aniden karşısına çıkan biri yolunu keser.

Bütün parasını alır.

Adının Alim Aydamak olduğunu söyler.

Zavallı adam, hem parasının çalındığına üzülür, hem de halkın dilinde efsane haline gelmiş bir kişinin anlatıldığı gibi olmadığına.

Hayalleri yıkılmıştır.

* * *

Bir süre sonra yolda başka biriyle karşılaşır.

Onu çok üzgün ve perişan halde gören atlı, derdini sorunca başından geçenleri anlatır.

"Beni Alim Aydamak soydu, bütün paramı aldı kaçtı" der.

Rastladığı ikinci kişi asıl Alim Aydamak'tır.

Hangi yöne gittiğini sorup atını mahmuzlar.

Az sonra sahtekâr soyguncuyu yakalar.

Para kesesini elinden alır ve bir kulağını keser.

"Sen de Alim Aydamak, ben de. Bundan sonra senin adın Kulaksız Alim olsun" der.

Soyulan köylünün yanına döner ve parasını teslim ederken şöyle söyler:

"Gerçek Alim Aydamak benim, öteki sahtekarın biriydi ve artık bir kulağı yok. Şayet tekrar karşına çıkarsa, kolayca tanırsın."

* * *

Yıllar sonra tekrar yakalanır Alim Aydamak ve hiçbir cana kıymadığı göz önüne alınarak idam edilmez, Sibirya'ya sürgüne gönderilir.

Sürgünün son yıllarında oradan da kaçıp Türkiye'ye geldiği anlatılmaktadır.

Yönetmen Viskovski, 1914 ve 1916 yıllarında Alim için iki film çekmiştir.

Kazan Tatarı olan film yönetmeni Tahsin de 1926'da onun için bir film yapmıştır.

Altı yıl kadar önce Alim Aydamak için bir anıt dikildi Kırım'da.

Memleketi Köprülüköy'de yapılan taş anıtta, Alim bir at üstündedir ve bütün heybetiyle gelip geçene adil olmayı tavsiye etmektedir.

Merhum Cengiz Dağcı, eserlerinde bu halk kahramanından saygıyla bahseder.

* * *

Bunu niye anlattık?

Bilmeyenler öğrensin, bilenler hatırlasın diye.

Fakat asıl maksat, "halk kahramanı" olmak nasıl birşeydir, böyle bir iddia taşıyanların ibret almasına katkıda bulunmak.

Halkın çıkarlarını korumak iddiasıyla ortaya çıkıp da masum insanları öldürmeyi hayat tarzı haline getiren teröristlerin gözüne kulağına Alim Aydamak'ı sokmak ve yaptıklarının yanlış olduğunu göstermek gerekir.

Peki, bir etkisi olur mu?

Orasını bilemeyiz.

Biz üzerimize düşeni yerine getirelim de...

Şu anlattıklarımız, gözü dönmüş halde elinde silahla insan öldüren teröristlerin bir kulağından girip öbür kulağından çıkarsa, bir süre sonra aynı şeyi bir kurşun yapacaktır.