Üçyüzonüçüncü general!
Zorunlu askerlik sonucu orduya katılsa idi, kur’a askeri olsa idi, onbaşı olamazdı, eminim!
Ama general oldu! Hem de şaibeli bir biçimde son Askerî Şûra’da tümgeneralliğe yükseltildi!
“Yüksel ki yerin bu yer değildir!”
O da bu öğüde uydu, firarî oldu!
Onun en son rütbesi bu!
“Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke” yazımız bir zamanlar fırtına kopardı. Ergenekonun gitti gitti zamanında bütün generaller, Genelkurmay Başkanı hariç, sıraya dizildi ve bizi dâvâ etti!
İddianame karargâhta hazırlandı, karar da orada yazıldı!
Hâkim (!) Türk adalet tarihinin en ağır tazminat cezasını vererek bizi tecziye etti! Bu cezayı birkaç yüz yılda ödeyebileceğimize dair ince matematik hesapları yapıldı...
O generallerin, şerefsiz sivil emireri medya diktatörleri, “generallerin hukuk zaferi” başlığı attı!
İşte aynı iddiayı tekrarlıyorum: Türkiye’de onbaşı bile olamayacak bazıları general yapıldı! O kifayetsizler, kifayetsizliklerini iç savaşa yönelik faaliyetlerle örttüler. Mevhum “irtica” ile mücadele ederek omuzlarını doldurdular. Son marifetleri, irtica ile mücadele eylem planı ve “internet andıcı” denilen vak’a idi.
İrtica ile mücadele edilecek! Mevcut hükümet bu vesile ile düşürülecek! Ege semalarında Yunan uçağı vurulacak, Fatih camiine bomba atılacak! Daha neler neler!
İnternet siteler kurulacak, irtica velvelesi koparılacak, hükümet düşürülecek!
Bunu kim planlıyor? Kim yürütüyor? İşte bu firarî general bunlarla suçlanıyor! (Bunlara “paşa” diyemiyorum, bizim tarihimizde çok şerefli paşalar var).
Bu “general”in adı Mustafa Bakıcı! Onbaşı olamayacakken general yapılmış! Memleketini müdafaaa edecekken, darbeye teşebbüs etmiş! İrtica ile mücadele edeceğim diye seçilmiş meşru hükümeti yıkmaya kalkışmış! Ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor. Mahkeme celb çıkarmış. Onurlu bir generalse ne yapması lâzım? Teslim olup kendini aklaması lâzım!
O ne yapmış? Avukatı “kaçma ihtimali yok, tutuksuz yargılansın” diye dilekçe üstüne dilekçe verirken?
Önce GATA’ya yatmış! Birinci hamle GATAkulli!
İkinci hamle: İzin! Nasıl olmuşsa mahkemenin yakalama kararı olan birine bir ay izin verilmiş!
Üçüncü hamle: Emeklilik! Bu arada karısı emeklilik dilekçesi vermiş, adam emekli de edilmiş!
Peki o sırada bu zat ne yapıyormuş? Kuzey Irak üzerinden Rusya’ya kaçıyormuş! Kurmay zekâsının yaptığı işe bakın: Kaçmadan önce bütün banka hesaplarını boşaltmış ve yanına yüklü miktarda para almış!
Şimdi nerede? Başka bir karanlık firarî ile birlikte, adını yazmakta mahzur yok, Bedrettin Dalan’la birlikte, Rusya’da bir Yahudi’nin çiftliğinde!
Yahudi amcanın bir çiftliği var!
Çiftliğinde generalleri var!
“İrtica! İrtica!” diye bağırır
Yahudi amcanın çiftliğinde!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.