Malum tayfayı tanıyalım
Bilmem farkında mısınız:
KCK operasyonları, sulandırılarak gündemden düşürülmek isteniyor.
Geçtiğimiz aydaki son KCK operasyonunda bir Profesör ile bir yazar da tutuklandı.
Prof. Ersanlı ile Yazar Zarakolu’nun tutuklanmasına BDP’nin yanı sıra “malum tayfa”dan da tepki geldi.
“O bir profesör”, “koskoca yazar” gibi cümlelerle Ersanlı ve Zarakolu üzerinden sinsice KCK operasyonlarını sorguluyorlar.
Bunlara “malum tayfa” diyorum çünkü;
Nerede milleti, devleti, ecdadımızı hedef alan bir eylem varsa, altından bunlar çıkıyor.
“Hepimiz Ermeniyiz” diye meydanlara inenler bunlardı.
Batı’nın “Ermeni soykırımı” oyununa alet olanlar bunlardı.
“Ucube”ye sahip çıkanlar bunlardı.
Rahip Santora cinayeti gibi bazı münferit olaylar üzerinden bütün Müslümanları zan altında bırakanlar bunlardı.
Mavi Marmara olayında İsrail vahşetinden çok, organizasyonu sorgulayıp, İHH’yı hedef gösterenler bunlardı.
“Terörle mücadele” değil, “müzakere” yapılmasını isteyip, Hükümet’i terör örgütü ile teröristbaşıyla masaya oturmaya itenler bunlardı.
Her fırsatta topyekun TSK’yı hedef alıp “ordu dağıtılmalı” diye naralar saçanlar bunlardı.
Vicdani retti, bedelli askerliği ülkenin gündemine sokanlar bunlardı.
PKK’nın katliamlarını görmezken, TSK’nın operasyonları karşısında “silahlar sussun” diyenler bunlardı.
Milletin başka derdi yokmuş gibi ikide bir “eşcinsel hakları”ndan söz edenler bunlardı.
Özetle milleti, devleti, ecdadımızı hedef alan tüm eylemlerin altından bu malum tayfa çıkıyor.
Ortak özelliklerine “liberal” olmalarıymış.
Devlet, millet, din, Türk düşmanı olmanın günümüzde adı “liberalizm” olmuş.
Şimdi de Ersanlı ve Zarakolu için imza kampanyaları düzenliyorlar; sinsi sinsi KCK operasyonlarını sorguluyorlar.
KCK operasyonlarına aslında başından beri öfkeliler.
Bu öfkelerini gizliyorlardı.
Ersanlı ve Zarakolu’nun tutuklanmasını fırsat bilip, içlerindeki kin ve öfkeyi kusmaya başladılar.
Bunlara göre Ersanlı “masum bir akademisyen”.
Zarakolu ise “masum bir aydın”.
KCK ise “silahsız olduğu için” müsamaha gösterilmesi gereken bir örgüt!
Ümit ediyorum, bu malum tayfanın sulandırma operasyonları sonuç vermez;
KCK operasyonları durmaz.
Turgut Özal Üniversitesi Öğretim Üyesi Terör ve Güvenlik Uzmanı Yard. Doç. Dr. Mahmut Akpınar ile KCK ve bu “malum tayfa”yı konuştuk.
Röportajımız şuan yayında.
Tamamını okumanızı tavsiye ediyorum.
"Malum tayfa"ya işaret eden müthiş tespitleri var Akpınar’ın.
Akpınar, KCK ve bağlantıları konusunda tüylerimizi diken diken eden açıklamalarda bulunuyor.
KCK’yı “PKK’nın ejderhalaşmış hali” olarak nitelendiren Akpınar, BDP’nin bu yapı içinde ancak bir dernek konumunda olduğunu söylüyor.
Akpınar, Ersanlı’nın tutuklanmasıyla ilgili “koskoca bir profesör” yollu cümleler kurmanın bile KCK’yı yani terörü savunmak anlamına geleceğini ifade ederek, medya ve akademisyenler arasında örgüt için PR yapanlar olduğunu kaydetti ve bunların deşifre edilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Akpınar’ın en dikkat çekici değerlendirmesi ise “beyaz koruma” üzerine oldu. Akpınar’a göre, tüm bu ilişkiler ağı “beyaz koruma” altında.
Bu “beyaz koruma” ile yukarıda işaret ettiğim “malum tayfa” ne kadar da birbirine benziyor.
Bence de bu “koruma ağı” deşifre edilmeden terörle mücadelede başarı sağlanması imkansız.
Öncelikle bu malum tayfanın ne olup ne olmadığı, bağlantıları deşifre edilmeli.
Gerçek yüzleri ortaya serilmeli ki…
Terörün kökü kazınabilsin.