Bu Türkçe 1930’ların “türkçe”si!

“Türkçe” dediğimize bakmayın, kerameti söyleyenlerden menkul bir “Türkçe”!

“General”in neresi Türkçe?

1934’e kadar Avrupa ve Amerika ordularında yüksek bir askeri rütbe iken, 1934’te öztürkçecilik aşkına Türkiye’de de kullanılmaya başlandı... Peki, o tarihe kadar bizde yüksek rütbeli askerlere ne denirdi?

Paşa!

Düpedüz Türkçe, apaçık Türkçe! “Baş ağa”dan “paşa”!

Asker sivil ne kadar tarihe geçmiş “paşa”mız var.

Ya generalimiz?

En meşhurları darbe yapanlar!

“Paşa” Osmanlı’yı, Türk’ü çağrıştırır.

Ya general? 1934’e kadar yabancıyı, düşmanı, düşmanın askerî yetkilisini! Başkumandan Meydan Muharebesinde bir Yunan paşasını değil, General Trikopis’i esir aldık!

O güne kadar bir Türk paşasına, general deseydiniz, hakaret addederdi!

O günden sonra emir demiri kesti, resmi rütbelere “general” eklendi. Ama en az yarım yüzyıl hiç bir general kendisine “paşa”dan başka bir sıfatla hitab edilmesini istemedi.

İki önceki genelkurmay başkanı İlker Başbuğ hariç!

General rütbesi kademelendirilirken, Osmanlının “mirlivası”na tuğ-general denildi. Feriğine tüm/kor-general, birinci feriğine ise or-general demek uygun bulundu.

Bugünkü ordumuzda en yüksek rütbe “orgeneral” anlayacağınız. Galiba “ordu” kelimesinin kısaltması ile “general”in izdivacından meydana geliyor!

Tuğ general, tüm general, kor general de öyle. Tugay, tümen ve kolordunun kısaltmaları “general”le birleşince öztürkçe rütbeler ortaya çıkıyor.

Tabii bir yüksek rütbe daha var. Eskiden “müşir” denilirdi, 1934’ten beri “mareşal” deniliyor. Türkiye Cumhuriyetinde iki kişi için bu unvan kullanıldı. Fevzi ve Kemal paşalar...

İkinci adam İnönü bile mareşal olamadı. (Orgeneralliği bile meşkuk ya, neyse!)

Son zamanlarda bazı generallerimiz yeni bir rütbe icad ettiler: Fir-general!

Bunun neyin kısaltması olduğunu ben söylemeyeyim. Birileri tahmin etsin.

Mesela Sözcü gazetesinin ş.sizliği müsellem bir yazarı. Çünkü gazetesinde son firari generalden hiç bahsedilmiyor. Onlara göre böyle bir firar vak’ası olmadı.

Sadece bu gazete mi? Bazı çok milliyetçi gazetelere göre de, bir tümgeneral firar etmedi.

Herkes sanıyor ki, tek fir-general Mustafa Bakıcı. Daha önce de Levent Ersöz firar etmedi miydi?

Böylece Cumhuriyet tarihinde şimdilik bu yüksek rütbeyi alan iki generalimiz var!

Allah sayılarını artırmasın!