Sünni katliam
I. Dünya Harbi, bir neticesi veya temel niyetiyle Sünni, ehl-i sünnet itikad ve nüfus ve nüfuza karşı yapılmıştır. Devlet-i ali Osman, bir Sünni yönetimdi. Tarih sahnesinden çekilmeye zorlanmasındaki sebeplerden biri budur. Düveli muazzama, muradına erince de eski Osmanlı vilayetlerinde ya ehl-i sünnet dışı unsurları iktidara getirdiler veya iktidarı, Sünniliği sadece sözde kalmış olan dejenere insanlara teslim ettiler.
Bu uygulamayla sonuna kadar sömürü yaptılar. Kendi kuklalarını şimdilerde istenmeyen adam ilan etmiş bulunuyorlar.
Eğer Sünni karşıtı batılı irade tasvip etmeseydi, Tunus’tan Suriye’ye kadar güya sosyalist, güya laik, güya İslam cumhuriyeti güya emirlik, güya şeyhlik, güya krallık devletçikler bu kadar zaman ayakta kalamazdı.
Modern emperyal güçler, kuklaları eliyle petrolden başlayarak Orta Doğu’nun yer altı ne zenginliği varsa talan ettikten sonra beslediklerinin bir canavara dönüştüğünü fark ettiler. Sünni inancın, terörü, silahı, insana saygısızlığı reddettiğini o zaman görmek istediler. Bir bakıma şu Arap Baharı denen olay, Sünniliğe bir iadeyi itibar arayışıdır. İki yüz yıldır dünyanın huzurunu altüst edenler gördü ki dünya itidal, denge ve barışı ön planda tutan Sünni hayat tarzıyla içine düştüğü terör çağı çıkmazından kurtulabilir. Bunu ya gördüler veya şuuraltlarındaki bu gerçeği itiraf edemeden hatalarını düzelterek gasbettikleri hakları yeniden Sünni iktidarlara teslim etmeye başladılar. Her şey bu kadar net olmasa bile seyir budur.
Buna direnen Beşar el Esad, tarihin akışı önünde fütursuzca bir Sünni katliama girişmiş bulunuyor. Yüzde yedilik bir Nusayri/Arap Şii azınlığı, gösterilerin başlangıcından bugüne en az yedi bin kişiyi öldürmüştür.
Babası bir Sünni şehri olan Hama’da soykırım gibi katliam yapmıştı.
Oğlu da sistematik bir şekilde Sünni katliam yapıyor.
Hadiseye objektif kriterlerle bir de böyle bakmalı.
Tarihî bir dönüşüm söz konusu. Bir aslına rücu/dönüş mevzubahis.
Buna bir devin uyanışı da denebilir.
Aynen öyle, ışık doğudan yükselir.
Misyonunu tamamlayan batı, hatalarıyla yüzleşmek durumunda, dökülen kana ortak olduğunu inkâr edemez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.