Zehir tesirini göstermeye başladı
Paris’teki toplantıda ikram edilen balın içine katılan zehir çok erken tesirini göstermeye başladı. O sebeple biz bugünkü yazımızda da konuya devam etmek ve söz konusu zehirin gösterdiği tesir hakkında bilgi vermek istiyoruz.
Meşru Filistin hükümetinin başbakanı İsmail Heniyye, Paris’teki sözde “bağış” toplantısının gerçekleştirildiği gün yaptığı açıklamada özerk Yönetim Başkanı Mahmud Abbas’a Kudüs’ü açık artırmaya çıkarmaması uyarısında bulunmuştu. çünkü bu bağışların hedefinde işgalcilerin Kudüs’le ilgili planlarının önünün açılmasının da olduğunu ve Abbas’ın bu oyunda bir “yol açıcı” olarak kullanılmasının istendiğini biliyordu.
Daha Paris’teki toplantı biter bitmez işgalci Siyonist devlet Kudüs’ün 1967’de işgal edilmiş kısmının kuzeyindeki Atarut bölgesine on bin daireli büyük bir Yahudi yerleşim merkezi kuracağını açıkladı. öyle ki planın hayata geçirilmesi durumunda Kudüs’e ve çevresine şimdiye kadar inşa edilmiş Yahudi yerleşim merkezlerinin tümü yenisinin yanında küçücük kalacaktı.
İşgalci Siyonist devletin Paris toplantısının oluşturduğu havada böyle önemli bir plandan söz etmesi tesadüf müydü? Elbette değildi ve hemen sıcağı sıcağına böyle bir planın gündeme getirilmesi de zaten Paris toplantısının gerçek amacı ve oynanan oyun hakkında yeterince fikir veriyordu.
İşgal devletinin Dışişleri Bakanlığı bürosundan yapılan bir açıklamada da Kudüs’te kurulması düşünülen yeni yerleşim merkezine Mahmud Abbas yönetiminden herhangi bir tepki gelmemesinin kendileri için cesaret verici olduğu dile getirildi. Gerçekten de Abbas yönetiminden söz konusu plana, Saib Erikat’ın göstermelik basit bir açıklamasından başka hiçbir tepki gelmemişti. Demek ki Paris’te ikram edilen balın içine katılan zehir Abbas’ta tesirini göstermeye başlamıştı ve Abbas böylesine büyük ve tehlikeli bir yerleşim planının gündeme getirilmesi karşısında bile susmayı tercih ediyordu.
Abbas’ın susturulmasında Paris’te ceplerinin doldurulmasının ve kendisine büyük paralar vaat edilmesinin birinci derecede rol oynadığını tahmin etmek hiç de zor değildir. Belli ki Abbas söz konusu paralar karşılığında sadece mültecilerin yurda dönüş haklarını gündeme getirmekten vazgeçmekle kalmayacak, Filistin davasının özünü ve temel noktasını oluşturan Kudüs’e oynanan oyunlar karşısında da susmayı tercih edecek, işgalci Siyonistlerin bu kutsal şehre yönelik Yahudileştirme planlarına söze gelir bir tepki göstermeyecekti.
İşgal devletinin Kudüs’le ilgili sinsi planlarının ana eksenini Yahudileştirme oluşturmaktadır. Dolayısıyla şu merhalede onun için önemli olan Kudüs üzerindeki işgalinin Abbas yönetimi tarafından tanınması, onaylanması değil Yahudileştirme planları karşısında sessiz kalınmasıdır. Kudüs üzerindeki işgalin Abbas yönetimi tarafından onaylanmasının mümkün olmadığını o da biliyor. Dolayısıyla böyle bir şeyi ondan istemez ve beklemez. Ama Kudüs’teki Filistinli nüfusu her taraftan Yahudi kıskacına almak amacıyla yeni Yahudi yerleşim merkezleri kurabilmek için zamana ihtiyacı var ve bu zaman sürecinde söz konusu Yahudileştirme planlarına sessiz kalınması onun için yeterlidir. Şu an işte bunu görüyor ve bundan cesaret aldığını itiraf etmekten de çekinmiyor. Demek ki işgalci Siyonist Paris’teki sözde bağış toplantısının ürünlerini elde etmeye, o toplantıda Abbas’a ve adamlarına ikram edilen balın içine katılmış zehir de tesirini göstermeye başlamış durumda.
Bala katılan zehirin etkisini göstermesi sadece Kudüs’teki Yahudileştirme planına sessiz kalınmasından ibaret değil. Tam Paris toplantısının gerçekleştirildiği sırada ve hemen ardından Gazze’ye yönelik saldırılarda da iki önemli katliam gerçekleştirildi ve bu katliamlarda 22 Filistinli şehit edildi. Abbas yönetiminin bu katliamlara en ufak bir itirazı bile olmadı. Onu geçelim, işgalciler Gazze’de insan doğrarken el-Fetih’in askerî kanadı Batı Yaka’nın Nablus bölgesinde işgale karşı direnişi dondurduğunu açıkladı. Bakın, bala katılan zehir nasıl tesirini göstermeye başlamış!
HAMAS’ın resmî sözcüsü Sami Ebu Zuhri de yaptığı açıklamada Gazze’de son günlerde gerçekleştirilen katliamların Annapolis ve Paris toplantılarının tercümesi olduğunu dile getirdi. Uluslar arası emperyalizmin göstermelik “barış” ve “bağış” oyunları Filistinlilere böyle katliam, cinayet ve vahşet şeklinde yansıyor.
Uluslar arası emperyalizmin işte böyle bir oyun için Paris’te açtığı göstermelik “bağış” sandığına para atan ülkelerden de Siyonist vahşete karşı bir itiraz duymuyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.