Failün failatün faili meçhulatün
İbrahim Tenekeci, Suavi Kemal Yazgıç, Şaban Abak, Osman Konuk, Süleyman Çobanoğlu, Cevdet Karal, Ahmet Murat, Said Yavuz, Mustafa Akar, Emel Özkan, İbrahim Gökburun, Bülent Ata, Muhsin Macit, Ahmet Kekeç, Berat Demirci, Hüseyin Akın ve pek çok değerli imzanın yer aldığı "Aylık Edebiyat ve Fikriyat Dergisi" İtibar'dan bahsetmek için kolları sıvamıştım ki Haşmet Babaoğlu daha erken davrandı.
Neyse ki bir dergiden bahsetmek, hızlı silah çekenin kazandığı, ağır davrananın kaybettiği düello gibi bir şey değil.
Dergilerde yayınlanan yazı ve şiirlerin genellikle bir kısmı vasat, bir kısmı çok iyi olur.
İtibar farklı. Hepsi çarpıcı şekide yüksek seviyeli.
Bayide bulamazsanız, itibardergi.com adresinden ulaşın.
*
Sarkozi'nin hatalı politik tavrından söz etmek istiyordum, onu İbrahim Kiras güzel üslubuyla ele aldı.
Fransa'nın Cezayir'de yaptığı katliama değinmeyi düşündüm, Refik Erduran benim düşündüğümden daha şık şekilde işledi.
"Züğürtledikçe içindeki yabancı düşmanlığı artan Fransa'da ırkçılık da azıyor. Aşırı sağcı Le Pen, subay olarak Cezayir'de görev yaparken bir akşam mesai saatinden sonra kapanan bir barda içki istemiş. Vermeyen barmeni tutuklatmış, ağır işkencelerle öldürtmüş. Söylenti değil, Le Monde haberi.
Kanlı tarihine bakabilecek mi Fransa? Hiç beklemeyin. Gözlerini oralardan kaçırıp bizi dikizlemesi daha kolay."
*
Almanya'nın ikiyüzlü tavrını Hasan Karakaya, soykırım iddiaları karşısında taktik değiştirmemiz gerektiğini Rauf Tamer anlattı.
Artık çok yerde karşımıza çıkan özel güvenlikçilerin rahatsız edici davranışlarını ne zamandır ele almak istiyordum.
Çantada unuttuğum ufak bir çakıyla uçak yolculuğu yaptığımı, gidip döndükten sonra çakıyı fark ettiğimi de yazacaktım.
"Güvenlikçi terörü" iyi bir ara başlık olabilirdi.
Onu da Emre Aköz yazdı geçen gün.
AVM denen bir alış veriş merkezine girişte problem çıkarmışlar.
O da içeride o minik çakıdan çok daha büyüğünün içeride satıldığını söylemiş ve yürüyüp gitmiş.
*
Bir punduna getirip Ertuş'un kartuşundan nasıl söz ederim, artık iyice rahatsızlık veriyor çevreye derken, Mehmet Barlas atik davrandı.
"Libidonun azalması insanın cinselliği ağzına sakız etmesi ile de anlaşılabilir.
Lütfen durmadan burnuna fasulye sokup, beni de vicdan azabına sürükleme..."
*
Faili meçhul cinayetlerle ilgili Kanal A'da yaptığı program dolayısıyla Şenol Özbek'i tebrik etmek niyetindeydim.
O cinayetlerin çözümü hakkında iyimser olmak istiyorum.
İstiyorum da bu işler bendenizin isteğine kalmış değil ki!
Meclis Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, Murat Aksoy'un sorularını cevaplarken önemli noktalara işaret etmişti.
Elkatmış, "ölüm listesi" hazırlandığını ancak bunun devlet sırrı duvarına takıldığını söylüyor.
"Listeyi Jandarma, JİTEM ve Emniyet hazırladı, MGK onayladı. Sonradan rant listesine dönüştü."
Yeni Şafak'ın dünkü manşetiydi bu haber.
*
Bendeniz de bu konuyla ilgili olarak "Failün failatün faili meçhulatün" başlığıyla yazıya başlayacaktım...
Acaba o mu daha uygun yoksa "Failün mefailün faili meçhulün" demek mi diye düşünürken...
Bir baktım, Cenk Taner ve grubu "Kesmeşeker" aynı konuda epey zaman önce bir şarkı yapmış ve ikinciyi tercih etmişler.
Geç kalmak ve beklemek konularına daha fazla girmeyelim, onu asıl Yusuf Ziya Cömert'e sorun.
Ya ben bir şey yazmayayım mı?
Yazmadan önce başkalarının yazdıklarını okumayayım mı?
Yoksa küçük kâğıtlara aldığım notların hepsini buruşturup çöpe mi atayım?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.