Evlilik sorunları
Yıldız ile Mehmet üç yıllık evliler. 28 yaşındaki Yıldız finans sektöründe çalışmakta, 32 yaşındaki Mehmet ise pazarlamayla uğraşıyor.
Yıldız ile Mehmet 8 aylık nişanlılıktan sonra evlenmeye karar vermişler. Ne var ki evlendikten bir sene sonra çiftin sevgi dolu beraberliklerinin yerini anlaşmazlıklar ve hayal kırıklıkları almış. Bu çift bana geldiğinde öncelikle ikisini bir arada seansa aldım; bu evlilikle ilgili ne gibi beklentileri vardı neler oldu? Şu an beraberlikleriyle ilgili sorunları neler? Ne olsa; bu evlilik daha yolunda ve iyi gider? Bu gibi konular üzerinde konuştuk. Daha sonra Yıldız hanımı ve Mehmet beyi tek olarak değerlendirme görüşmesine aldım. Bu değerlendirmede kendilerine “Çiftler arası uyum ölçeği” uyguladım. Bu ölçeğe göre bu çiftimizin; çatışma çözme, iletişim kurma ve karar verme konularında sorun yaşadıklarını saptadım. Çıkan sonuçları Yıldız hanım ve Mehmet beyle konuştuk.
Tek görüşme seansında Yıldız hanım evlilikleriyle ilgili şu sözleri benimle paylaştı; “Kıvanç hanım eşimle biz birbirimizi çok severek evlendik. Evliliğin başında ve daha öncesinde eşimle sorunlarımız hiç yoktu. O zamanlar son derece romantik, düşünceli ve bana değer veren biriydi. Şimdiyse her şey tekdüze halini aldı. Aynı evde iki yabancı gibiyiz. Neredeyse sohbet bile edemiyoruz. Eşim eve geldiğinde yemekten sonra hemen ya televizyonun başına gidiyor ya da bilgisayarın başına... Onu böyle ilgisiz gördükçe çıldıracak gibi oluyorum ve ona öfkeli davranıyorum. Hatta bazen aşırı tepki gösterdiğim de oluyor. 2 yaşında bir kızımız var. Ben çalıştığım zamanlar annem sağolsun çocuğuma bakıyor. Eşimle olan sorunlarım yüzünden kızıma da yeterince iyi ve hoşgörülü davranamıyorum. Bu yüzden kendimi de çoğu zaman suçluyorum. ‘Yeterince iyi anne değilim’ diye...” diyerek sözlerini bitirdi.
Daha sonra Yıldız hanımın eşi Mehmet bey den sorunları dinledim; “Kıvanç hanım eşimi seviyorum fakat, biz artık anlaşamıyoruz galiba... Eşim ortada bir şey yokken her şeyi kafasında büyütüyor. Benim onun hakkında düşünmediğim şeyleri bana söylüyor. Yani bir çeşit aklımı okuyor. Sanki beni suçlamak için bahane arıyor. Ben işim gereği çok yoğun çalışıyorum, tek pazar günüm tatil. İşim çok yorucu ve stresli bir iş... Bu yüzden pazar günleri evde kalıp dinlenmek film izlemek, tembellik yapmak istiyorum. Ama eşim bunu yanlış yorumluyor. ‘Hiç bana zaman ayırmıyorsun benle ilgilenmiyorsun’ diyor. Eşim mutlu olmasını bilmiyor, yine bu durumda ben suçlu oluyorum. Sonunda ben de umursamamaya başlayıp, her şeyi oluruna akışına bırakıyorum. Bu sefer de “sen bana değer vermiyorsun, beni sevmiyorsun” diyerek ağlıyor, daha fena öfkeleniyor. Ayrıca eşim bana çok karışıyor. İşlerimin nasıl yapılması gerektiği hakkında bana akıl veriyor. Ben de işime karışılmasını istemiyorum. Onun bu karışmasına karşı çıktığım zaman da olay kavgaya dönüşüyor. Ne zaman bir konu hakkında konuşmaya başlasak, olay kavgaya dönüşüyor. Bu yüzden ben de kendisiyle pek konuşmamayı yeğliyorum. O da bunu ilgisizlik sevgisizlik olarak yorumluyor.”
Değerli okuyucularım bu vaka örneğini okuduğunuz zaman, mutlaka kendi evliliğinizden bazı kesitler bulmuşsunuzdur. Her evlilikte bu tür iletişim sorunlarına sıklıkla rastlıyoruz. Çiftler özellikle nasıl iletişim kuracaklarını ve çatışma çıktığında bunu nasıl çözümleyeceklerini bilemiyorlar. Bilseler bile öfkelerine yenik düşüp, sağlıklı düşünemiyorlar.
Son zamanlarda maalesef boşanmaların sayısı her geçen gün artmakta... Türkiye’de son yapılan araştırmalara göre, boşanma oranında %7’lik bir artış, evlilik oranında da %0,8’lik bir artış sözkonusu. İlginç olanı da; evliliklerde boşanmanın en fazla görüldüğü dönem, evliliğin ilk beş yılında boşanmaların daha çok olması... Bunun en önemli sebebi ilk beş yılda evliliğe uyum gösterememekle ilgili...
Son zamanlarda boşanmak için bayanlar da bu konuda talep eden taraf konumundalar. Bunun en önemli nedeni bayanların ekonomik özgürlüğünün olması. Çoğu bayan ekonomik gücüm yok diye, eşinden fiziksel veya sözel şiddet görmesine rağmen evliliğini sürdürüyor. Aslında bayanların çalışması, ekonomik özgürlüğünün olması hem olumlu hem de olumsuz bir faktör. Günümüz şartlarında iki maaş olmak, eşlerin her ikisinin de çalışması aslında avantajlı bir durum. Ancak hanımlar kendilerini işte fazlasıyla yorup, sonra eve geldiklerinde eşlerine çocuklarına gereken ilgiyi ve sevgiyi gösteremiyorlar. (tabii ki haklı olarak)Bu da eşler arasında sorunların çıkmasına sebep oluyor. Bazen hanım eşinden daha fazla maaş aldığında kendini daha güçlü güvenli hissediyor. Bu gücü eşine yansıttığı zaman da sorunlar ikiye katlanıyor. Bir evlilik terapisti eğitim sırasında şu bilgiyi bizle paylaşmıştı; “Bir evlilikte hanım eşinden fazla maaş bile alsa bunu beyine belli etmemeli, maaşını az göstermeli” demişti!
Bizler, bizi doğuran besleyip büyüten annemizle bile çoğu zaman kavga ediyoruz. Onu çok sevmemize rağmen bazen ondan nefret edecek kadar ona kızabiliyoruz. Hal böyle iken, eşimiz bize yabancı bir kişi. İki birbirine yabancı, huyları farklı kişilerin birbiriyle kavga etmeden, tartışmadan anlaşması mümkün mü sizce? Tabii ki değil. İyi ve mutlu giden evliliklerde çatışma sağlıklı bir şekilde çözümleniyor. Hiç kavga etmemek değil, iyi kavga edebilmek işin sırrı...
Çiftler evlilik terapistlerine ne zaman gelirler biraz da bu konudan bahsedelim; çiftler; kriz durumlarında, aldatma olayında, evden bir eşin ayrılması durumunda, şiddet olduğunda, problem kronik bir hal aldığında, çatışma döngüsel bir hal aldığında, boşanma gündeme geldiğinde, maddi, cinsel sorunlar olduğunda terapiye başvuruyorlar. Genelde bayanlar tek olarak terapiye başvuruyor, ama son zamanlarda eşiyle beraber terapiye gelen beylerin sayısında artış da var. Bu da beni ve diğer evlilik terapistlerini sevindiren bir durum. Eşlerden biri tek olarak seansa gelse de ilişkideki sorunlar çözümleniyor. Çünkü eşlerden birinde olan değişim diğer eşe yansıyor. Böylece ilişki düzelmiş oluyor. Ancak eşler ikisi de terapide olduklarında, işler daha kolaylıkla ve daha hızlı bir biçimde çözümleniyor.
Evliliğinizin mutlu gitmesi ve eşler arası çatışmalarınızı sağlıklı bir şekilde çözmeniz duasıyla Allah’a emanet olunuz.
(*) PSİKOLOJİK DANIŞMAN -PSİKOTERAPİST
DNŞ TEL: 0212 503 79 95-0506 401 79 91
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.