-Lütfü Bey; milletvekili emekli maaşlarına yapılan zam üzerine milletin gösterdiği tepki, milletin asıl gündeminin de bu gibi konular olduğunu gösterdi. Bu vesileyle yapılan bir araştırmaya göre en yüksek SSK emeklisi 1300 lira, bir doktor emeklisi 1500 lira, bir profesör emeklisi 2300 lira alırken bir general emeklisi 8000 lira almakta. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

-Bilindiği gibi milletvekili emekli maaşları da 8000 liraya çıkartılacaktı. Ancak milletin gösterdiği tepki üzerine milletvekili emekli maaşlarına yapılan zam oranı bir miktar azaltıldı. Sonuçta birkaç gün önce Cumhurbaşkanı’nın onayladığı yasa ile milletvekili emekli maaşları 6 bin liraya çıkartıldı. Ama yine de milletvekili emekli maaşlarına yapılan zam oranı SSK, Bağkur emeklilerine yapılan zam oranından kat kat fazlaydı. Ne var ki milletvekili emekli maaşları general emeklilerinin maaşlarından da oldukça azdı. Hele de general emeklilerinin maaşları, örneğin profesör emeklileri gibi sivillerin maaşlarına göre kat kat fazlaydı. Peki bu durum bize neyi gösteriyor? Devletin subaylara baba, sivillere üvey baba olduğunu gösteriyor! Nitekim devlet bir generale bir profesörden çok daha fazla maaş veriyor.

Üstelik başta generaller olmak üzere subayların sivillere göre maaş dışında daha birçok ayrıcalıkları bulunuyor. Subaylar beş yıldızlı orduevlerinde, ordu tesislerinde bedava denebilecek fiyatlara yiyip içip kalabiliyor. İlaveten OYAK’ın geniş maddi imkanlarından da yararlanıyor. Yahu çağımız bilgi çağı; ileri gitmiş toplumlar da bilgi toplumu. Böyle bir dünyada generallere verilen maaş ve imkanlar profesörler gibi bilim insanlarından kat kat fazla olur mu? Gerçi bazı militarist çevreler generaller için “hayati tehlikesi olan bir görev yapıyorlar” diyor; ama ülkemizde 30 yıldır süren iç savaşta maaş almadan vatan görevi yapan binlerce Mehmetçik şehit olurken, generaller şehit oldu mu? Aslında 27 Mayıs darbesinden sonra subayların maaşları zıplatıldı. Giderek de subayların maaşlarıyla sivillerin maaşları arasındaki fark açıldı. Buna başbakanlığı döneminde rahmetli Erbakan da büyük katkı yaptı.

Subayların maaşlarına sivillerin maaşlarından çok daha fazla zam yaptı. Buna karşılık subaylar da Erbakan’ı başbakanlıktan uzaklaştıran 28 Şubat darbesini yaptı! Her neyse, geçmiş geçmişte kaldı. Ama hiç değilse bundan sonra devlet subaylara baba, sivillere üvey baba olmamalı! Bu konuda gereken neyse yapılmalı.

KAPİTALİZMİNKİ ÖZDE DEĞİL SÖZDE ÖZGÜRLÜK!

-İktidara geldiği ilk yıllardan beri AK Parti Hükümeti ile liberal aydınların iyi ilişkisinin şimdilerde bozulduğu gözlemleniyor. Liberal aydınlar, Türkiye’nin yasaklardan arınıp özgürleşmesi için başlangıçta attığı adımları yavaşlattığı gerekçesiyle AK Parti Hükümeti’ni eleştiriyor. Nasıl yorumluyorsunuz bunu?

-Bence aydınların hükümetlerle iyi ilişki içinde olmak gibi bir derdi olmamalı. Aydınlar hep bağlantısız, bağımsız olmalı. Bunu belirttikten sonra gelelim liberal aydınların Türkiye’nin yasaklardan arındırılmış özgür bir ülke olmasını istemesine. Elbette Türkiye’nin yasaklardan arındırılmış özgür bir ülke olmasını sadece liberaller değil, özgürlüklerden yana olan herkes istemekte. Ancak liberallere şunun da sorulması gerekmekte. Liberaller kapitalizmi savunduklarına göre, acaba kapitalist sistemde insanlar gerçek anlamda özgür olabilir mi? Olamaz, çünkü kapitalizmde özgürlükler özde değil sözde geçerli!

Kapitalizmde sözde herkes istediğini yapmakta, istediği yere gitmekte özgür; ama özde durum böyle mi? Kapitalist sistemde parası olmayana her şey yasak, parası olmayana her yerin kapısı kapalı değil mi? Kapitalizmde gerçek anlamda özgürlük ancak parası olanlar için geçerlidir.

Zaten kapitalizm “paran yoksa öl; altta kalanın canı çıksın” diyen bir sistemdir. Liberallerin özgürlük ifadesi olarak sundukları “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” denilen şey de kapitalizmde “Bırakınız ezsinler” şeklinde gerçekleşir. Sonuçta kapitalizmin parası olanlar için özgürlükçü, parası olmayanlar için yasakçı bir sistem olduğu bilinmelidir. Sözde değil özde özgür bir ülke isteyenler önce kapitalizme karşı olmalı. İnsanca, hakça olan toplumcu, adil sistemi savunmalı. Kapitalizmde paran kadar özgürsün; bu hiç unutulmamalı!