20 Ocak 2000 tarihi merhum Timurtaş Uçar hocaefendinin ölümünün 12'nci yıldönümü. Bu tarih bugünün bir hafta öncesine tekâbül ediyor. Biz o tarihte ruhuna Fatihalar okuduk ama maalesef yoğunluğumuzdan dolayı sütunuma taşıyamadık.
Merhum Timurtaş Uçar hocamız;
1944 yılında doğdu. 20 Ocak 2000'de dâr-ı bekâ eyledi.

İmam Hatip Lisesi'nde okudu

* Ömer Nasuhi Bilmen

* Ahmet Davudoğlu

* Mahir İz

* Peyami Safa

* Ömer Kirazoğlu

* Nihat Sami Banarlı

* Nureddin Topçu... Gibi zevattan ders aldı. Okulunu ikincilikle bitirdi.
1967 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nü bitirdi.
12 Eylül 1980 darbesinde tutuklandı. Çok ağır işkencelere maruz kaldı.
Vaizlik, Müftü Yardımcılığı'ndan İstanbul Şile'ye 7 hanelik bir köye imam tayin olundu. İdarecilerin akılalmaz zulümlerine maruz kaldı.
12 Eylül darbesinde tutuklandığında 55 ayrı dosya ile yargılandı. Üç defa hakkında idam istendi. 328 yıl hapis cezası istendi. Vefatından 4 gün önce bile mahkeme salonlarındaydı. Haksız yere 20 yıl süren cefalı yılları devam ederken 20 Ocak 2000 tarihinde 56 yaşında iken dâr-ı beka eyledi. 12 Eylül zırtapozları hocamızın aile efradına da dayanılması çok güç acılar çektirdiler. Hocamızın eşi hocaefendiyi 86 kiloda iken tutukladıklarını 63 kiloya inmiş vaziyette salıverdiklerini ve sakalının da bir cımbızla teker teker yolunarak yüzünden koparıldığını kendisiyle yapılan bir gazete röportajında beyan etmişti.
Hocamızı kendisiyle birlikte yaptığımız bir Hac'da bir ay birlikte kaldığımız zamanda tanıdım. Hitabında "Azizim" der konuşmaları kendisi yapar, fetva kısmını da bana havale ederdi.
Hapisten çıktıktan sonra birden bire aşırı kilo aldı. Halk bu aşırı kilo almayı "hapiste vücut yapısını bilerek bozdular, hormon zerk ettiler" diye yaygın bir izah tarzı geliştirdiler. Doğrusunu Allah (c.c.) bilir.
Hocamızın vaaz kasetleri hâlâ elden ele dolaşarak ölümünden sonra da nasihatleri devam ediyor.
Bir Müslüman olarak Müslümanlardan dileğim şudur:
Her zaman hocamızın ruhuna Fatihalar okuyalım. Hayır ile yâd edelim. Kabrinin nûr olmasını dileyelim. Hadi hemen şimdi üç İhlâs, bir Fatiha okuyalım...