Takımdan ayrı düz koşu yapmaya meraklı bir paşanın konuşması kayda alınmış, önce internet ortamına düştü, sonra televizyonlarda yayınlandı, en son da gazetelere yansıdı.

JİTEM hakkında konuşuyor paşa.

Ergenekon davası sanıklarından emekli Albay Arif Doğan, savcılık ve mahkemedeki ifadelerinde JİTEM'i kendisinin kurduğunu ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük'e devrettiğini söylemişti.

Kuruluş ve devir işlerinin iddia edildiği gibi olmadığını söyleyen paşa, "O işler bir albaya falan bırakılmaz" diyor.

Çok yukarıda organize edildiğini beyan ediyor.

* * *

Böyle özet şeklinde aktarmak hiç güzel değil; paşanın kendi cümleleri daha çarpıcı.

"Kendimizle ilgili biz Silahlı Kuvvetler mensupları olarak tereddüde düşmeyelim diyorum yani.

Ben TSK'da görevlerim itibarıyla, aldığım eğitim itibarıyla, bir organizasyon teşkilatlanma özellikle bu iç güvenliğe dönük yani tecrübem, aldığım eğitim, harp okulunun ötesinde Silahlı Kuvvetler akademisinin ötesinde aldığım eğitim falan hiçbir zaman böyle bir yapılanma, bir albaya bırakılmaz bu işler.

Sonra bu tip yapılanmalar çok yukarıda organize edilir.

Stratejik şekilde yani Genelkurmay seviyesinde bunun altında bir tuğgeneral bir albay bir tümgeneral ancak bir takım görevler olarak bir takım efendim o da hissetmez yani neyin içerisinde görev alır kendi normal bir tugay sevk ediyorum gibi bir bilmem ne yapıyorum gibi bir olay içerisinde olur yani.

Böyle JİTEM'i mitemi bir albaya falan kurdurmazlar yani. Böyle sahipsiz değil Silahlı Kuvvetler."

* * *

Diline, üslubuna, belagatine kurban!

Ne güzel cümleler bunlar!

Ne kadar zarif ifadeler!

Her çarpık cümlenin sonuna bir 'yani' eklemek de ayrı bir ustalık ister yani!

Bu ses kaydı artık kime aitse, gidip hep beraber tebrik edelim.

Emekli olduğunda hiç vakit kaybetmeden Türk Dil Kurumu'nun başına getirilmeli bu kişi.

Ne Sokrat'ın savunması, ne Şekspir'in ünlü tiratları...

Onlar ya da benzerleri, asla bu konuşan kişinin yanına yaklaşamaz.

* * *

Devam edelim, güzelliği yarıda kesmeyelim.

Köşemiz feda olsun o yüksek seviyeli ifadelere.

"8-10 senede AKP'nin yapısal değişikliklerine rağmen hâlâ biz diz çökmüyoruz. Bakın komutanlarımızı koruyoruz.

Ben bunu en yüksek toplantılarda da seslendiriyordum. Diyorum ki efendim bak siz hangi açılımı yaparsanız yapın siz hangi ekonomik düzeltmeyi yaparsanız yapın siz hangi ülkenin ekonomik gücünü artırma gelişme işte kalkınma bilmem ne yaparsanız yapın işte anlaşın konuşun toplumda normalleşmeyi sağlayamazsınız."

* * *

İnsan kıyamıyor bu konuşmanın kesilmesine.

Devam etsin istiyoruz lakin burada bitiyor.

O yüzden en iyisi tekrar tekrar okuyup tadına varmak.

Yazı az sonra bitiyor ama siz lütfen devam edin birkaç defa daha okuyun.

Belki ileride örnek metin olarak veya örnek davranış üst başlığıyla ders kitaplarına girer bu konuşma metni.

Bu arada OYAK denetime açılmış, TSK'da demokrasiye bağlılık en üst seviyeye yükselmiş, mühim değil.

Tek tük de olsa "TSK'ya sahip çıkmayı, ülkeye sahip çıkmayı" bu şekilde anlayanlar mevcut.

Takımdan ayrı düz koşu yaptığını bu yüzden söyledik.

Böyle dümdüz koşarken, bakalım yolu nereye çıkacak?