Merhum Mustafa Başoğlu, İHL ve başörtüsü
Sağlık İş sendikasının uzun süre genel başkanlığını yapan, muhterem ağabeyim, Müslüman ve Muvahhid bir şahsiyet olan, Fikir ve Vicdan hürriyeti savunucusu, insanı, eşrefi mahluk olarak görüp öylece de muamele edilmesini savunan mümtaz şahsiyet Mustafa Başoğlu beyefendiye Yüce Mevladan rahmet ve mağfiret diliyor, kederli eşi hanımefendiye sağlık, sabır ve hayırlı uzun ömürler temenni ediyorum.
Bu sağlam şahsiyet sahibi güzel insan artık aramızda yok. Sevdiği Rabbibine ve Onun sevgili Habibine kavuştu. Ruhu şad, mekânı Cennet olsun inşallah.
Mustafa Başoğlu abim, Rahmet-i Rahmana kavuşmadan birkaç ay önce beni aramış ve bütün dinleyicilerimizden Dua ve Helallik istemişti. Onu dünyadaki bazı Müslümanlar da tanıyorlar ama Ankarada özellikle Arifan Radyo ve Hedef Radyo dinleyenleri daha da iyi tanıyor. Milletimizin ve memleketimizin, inananların, İ. H. Liselerinin yaşadığı ve halen bazılarını yaşamaya devam ettiği mağduriyetleri ve özellikle de kanunsuz başörtüsü yasağını her fırsatta kınayan, sendikal konular kadar inanç ve fikir hürriyetini savunan Müslüman bir aydındı. Atatürkün Din düşmanı veya Dinsiz değil, aksine Dine saygılı bir Müslüman olduğuna inanır, kadınların kılık-kıyafeti konusunda, özellikle de Başörtüsü konusunda yasaklayıcı bir düzenlemesinin bulunmadığını sık sık vurgulardı.
Özellikle 28 Şubat post modern darbesi döneminde hep önde yürüyen, bağlı olduğu konfederasyona rağmen inananların hakkını, hem de çok yüksek sesle savunan, beşli çeteye sendikacı olarak karşı koyan, bu insani çalışmaları dolayısıyla kendi sendikasındaki arkadaşlarının bazılarından bile eleştiri alan bir mümtaz şahsiyetti. Özellikle benim sabah programını yakinen takip eder ve mesajlarını bu vesileyle insanımıza duyurmak isterdi.
Bu vesileyle İ. H. Liselerinin halen devam eden mağduriyetlerinin bir kez daha vurgulanmasında fayda var diye düşünüyorum. Öncelikle pek çok İHL fiziki şartlar itibariyle yenilenmeye veya modernizasyona ihtiyaç duymaktadır. Yatılı pansiyonlarından bozma binalarda eğitim veren İHL var. Hala bu okullara üvey evlat muamelesini reva gören yetkililer var. Din eğitimi genel müdürlüğünün yapı olarak hantallıktan kurtarılmasına ihtiyaç var.
Yeni tayinlerle İHLlerine gelen, meslekten olmayan, o okulları ve öğrencilerini kendine yakın bulmayan ve dert edinmeyen tecrübesiz idarecilerin değiştirilmesine lüzum var. En kısa zamanda İHLnin orta kısımlarına da öğrenci kaydına başlanmasına şiddetle ihtiyaç var. Okullarımızın müfredatının gözden geçirilerek, değişen ihtiyaca cevap verecek hale getirilmesinde zaruret var. Kız ve erkek bölümlerinin ayrılma zorunluluğu var. Önceki dönemlerde çok büyük hizmetleri olan ve çoğumuzun yetişmesine vesile olan yurtların açılması ihtiyacı var. Bu okullarımızda olduğu gibi, bütün okullarda ciddi Din ve Kuran eğitimi müfredatına geçilme zarureti var. Halen bazı okullarda yaşanmakta olan kılık kıyafet sorunlarına çözüm üretilmesine ihtiyaç var.
İHL okullarımızın el atılması gereken bazı önemli sorunlarını dile getirdikten sonra tekrar asıl konumuza gelelim. Bu muhterem mücadele insanı, Merve Kavakçı hanımefendinin karşı karşıya bulunduğu haksızlığa da en yüksek sesle karşı çıkmıştı. Merve kavakçı hanımefendi o günleri anlattığı kitabında, kapısına DGM savcısı geldiğinde Arifan Radyoda Mustafa Başoğlu ve Muhammed Emin Gençi dinlediğini ve onların desteklerinden büyük memnuniyet duyduğunu yazıyor.
O zor günlerde nasıl Merve Kavakçıya destek olduysa, öylece de her konuda mazlum ve mahzun Milletimizin, özellikle İHL karşı karşıya bulunduğu rahatsızlıklar ve kanunsuz Başörtüsü yasağı konusunda hemen her gün, yüreğimize su serpen bir açıklaması olurdu. Haksızlık karşısında susmayı tercih eden nice kelli felli adama rağmen O tam bir insan hakkı, Müslüman hakkı savunucusu konumundaydı. Bugün AK Parti iktidarında bu ve benzeri konuları savunmak oldukça kolay ama olağanüstü hallerde bu iş yiğitlik ister. İşte Mustafa Başoğlu ağabeyim böyle bir yiğit idi. O yiğitlikleri ve haksızlık karşısında susmayışı, bugün kabrinde ışık ve refik olarak kendisine geri dönüyordur alimallah.
Devletin her kademesinde görev yapan, Milletvekilliğinde bulunan, Sendikacılığın duayeni kabul edilen Mustafa ağabeyim, Süleyman Demirelin Cumhurbaşkanlığı danışmanlığını da bildiğim kadarıyla bu ve benzeri konulara Demirelin vurdumduymazlığından rahatsız olmasıyla nihayete erdirmişti.
Dünya makamlarını Allah için terk edebilmek o kadar kolay olmasa gerekir ki, O bu imtihanı da lehine çevirmeyi başaran ender vefalı insanlardandı. Nerede bir basın açıklaması var, Mustafa Başoğlu orada, nerde bir insan hakkı savunulacak, Mustafa Başoğlu orada, nerde bir aç veya açık bir gariban var Mustafa Başoğlu orada, nerede hayr-u hasenata davet var, Mustafa Başoğlu orada
Gideceği yere varmadan ne de çok önden bir şeyler gönderen insanmış. İlerlemiş yaşı ve solunum sistemindeki rahatsızlık onu hayır hasenattan alıkoyamazdı. Şoförü bile ona ayak uydurmakta zorlanıyordu. Vefalı eşi de ilaçlarına ve gıdasına son derece itina gösterirdi. Bu Dünyada seveni çoktu, inanıyorum ki öbür dünyada da seveni çok olacak ve onların vefasına, korumasına kavuşacaktır. Bizler senden razı idik, inşallah Rabbimde senden razıdır. Kâinatın Efendisinin yanı, seninde mekânın olsun inşallah
Karşımızda bir azim ve ideal adamı olarak her zaman dimdik duracak olan muhterem Mustafa Başoğluna Yüce Mevladan binlerce kez rahmet diliyor, kederli ailesine sabr-ı cemil niyaz ediyorum
Âmin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.