Günümüzde insanlar problem yumaklarıyla haşır neşir halinde. Sıkıntılar yeni yeni sıkıntıları, yıkıntıları ve acıları doğurur. Bu problemlerden birinin üzerinde durmak istiyorum.

Bunalım bilhassa gençliğimizi pençesne almış yalanlar ve yanlışlıklar başka bir yanlışlıklara sürüklüyor. Bunlardan biride karşı cins ile arkadaşlık ve flörttür.

Herkes bilmeli ki nikahsız erkek ve kadınların zaruret dışı görüşmeleri asla caiz değildir. Böyle bir beraberlik zinaya götürücü bir sebep olur. Allah (c.c.), bunu kesinlikle yasaklamıştır. Kur'an-ı Kerim'de zinanın sadece fiili olanı değil, ona yaklaşayı, bu fiile kapı açacak davranışlarda bulnmanın da haramlığı beyan edilmiştir.

Din, iman ve ahlakla bağlantısı koğuk olanlar, ölçü ve sınır tanımayanlar, nefislerinin kölesi halınde yaşayanlar bilhassa zinayı basit bir kadın-erkek ilişkisi sanırlar. Mesele hiç de böyle değilgir.

Biraz düşünebilenler düşünce kabiliyetini kaybetmemiş olanlar şu ususu kavrarlar. Allah (c.c.) organlarımızı yerli yerinde yaratmış ve yapması gerektiği iş ile görevlendirmiştir. Aynı zamanda maksadı dışında hareket edildiğinde cezalandırılacaklarını beyan etmiştir.

Alah'ın Resulu Hz. Muhammed (s.a.v.) mü'minlere iffetli olmalarını vasiyet etmişlerdir. Her insan için en zor şey şehvetini köreltmektir. Bundan dolayı iffetini koruyan ve kollayan için cennet müjdelenmiştir.

Dinimiz gücü yetene evliliği geciktirmeden yerine getirmeyi emretmiştir. Çünkü "insan evlenmekle dininin yarısını tamamlar. Diğer yarısı içinde Allaha sığınmalıdır."

İffetini hovardaca çarçur edenler yanlış yolda olanlardır. Birde bu kepazeliklerini ulu orta ifşa edenler varki, bunlara asla merhamet olunmaz. Çünkü işledikleri günahlarını bile bile şahitler tutmuşlardır. Etrafındakileri melanet işlemeye özendirmiler ve teşvik etmişlerdir. Bu şeytani bir tavırdır. Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.)

"Kim günah işlediğinde o günahını gizler etrafına ifşa etmezse, Allah (c.c.) o kişinin kıyamet gününde günahını herkesten saklar." buyurmuştur.

Bir insan hem günah işler hemde işlemiş olduğu günahını anlatır ve çeşitli vasıtalarla duyurursa/gösterirse o insan için Allah'ın merhameti söz onusu olamaz. O insan bunu yapmakla işlediği günahını küçümsemiş olur.

İffet ve haya sahibi mü'minler iradesine sahip olurlar ve akıllarını doğru yolda kullanırlar. Hatalarından dolayı da tevbe ederler, onları telafi ederler. Müslüman olmanın gereği budur.