Hadi ordan!
Yarın, tarihe “post modern darbe” olarak geçen 28 Şubat’ın yıldönümü.
Bugün ise, Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın 1. ölüm yıldönümü.
Erbakan Hocamıza bir kez daha Allah’tan rahmet dilerken…
28 Şubat’ın “işbirlikçilerini” lanetle anıyoruz.
Böyle bir günde, “kesintisiz”e neşter vuracak olan yeni eğitim sistemi tasarısını tartışıyor olmamız ne güzel bir tevafuk.
Zorunlu eğitimi 4+4+4 şeklinde yeniden şekillendiren tasarı karşısında…
Bir takım kişi ve kurumlar ortalığı velveleye veriyor.
Ortaöğretimi de zorunlu hale getiren ve 12 yıl temel eğitimi kademelendiren yeni sisteme dair herkes eleştirecek bir şeyler bulacaktır elbette.
Ama bu bir takım kişi ve kurumlar öyle mi?
Tümden reddediyorlar.
İmam hatip okullarının orta kısmını kapatıp, Kur’an öğrenimine 12 yaş sınırlaması getirerek milletin çocuklarını dinlerinden bihaber yetiştirmeyi amaçlayan; katsayı uygulaması ile Anadolu çocuklarının bir doktor, bir avukat, bir hakim, bir öğretmen, bir savcı çıkmasını; devlette söz sahibi olmasını engellemek isteyenler de bunlardı.
Karşı çıkıyorlar çünkü…
Bugün yıldönümünde bir kez daha lanetlediğimiz 28 Şubat sürecinde binbir oyunla inşa ettikleri “sistem” ruhunu kaybedecek; kurdukları “tezgah” çökecek; Anadolu insanının önü açılacak da ondan.
Peki kim bunlar?
TÜSİAD geliyor en başlarında.
28 Şubat’ta Erbakan Hükümeti’ne karşı “platform” oluşturan “5’li çete”nin baş aktörü olan zenginler kulübü TÜSİAD’ın başkanı çıkmış, o çok bilmiş edasıyla cıyak cıyak bağırıyor.
Özetle, “TBMM gündemindeki kanun teklifi mevcut durumdan dahi geriyegidişe yol açacaktır. Türkiye’nin ihtiyacı olan eğitim reformu bu değildir” diyor.
Conventuel rahibeleri tarafından kurulan İngiliz Kız Ortaokulu mezunudur kendileri.
Şimdiki adı Beyoğlu Anadolu Lisesi olan İngiliz Kız Ortaokulu’ndan sonra lise ve üniversiteyi de ABD’de okumuş Ümit Boyner Hanımefendi.
Hanımefendi, İngiliz Kız Ortaokulu ve ABD’de aldığı eğitimle mi söylüyor yeni sistemin Türkiye’yi geriye götüreceğini?
Bir de “girişim grubu” kurmuşlar.
Kısa adı ERG.
Açılımı süslü mü süslü: “Eğitim Reformu Girişimi”
4+4+4 ile ilgili bir bildirge hazırlamışlar.
Özetle, “yasa teklifinin geri çekilmesini” istiyorlar.
Neymiş bu ERG diye, şöyle basit bir araştırma yaptığımızda karşımıza şu bilgiler çıkıyor:
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi(İPM) bünyesinde,“herkes için kaliteli eğitim” hedefi ile hayata geçirilmiş ve “Türkiye’de toplumsal ve ekonomik gelişmeyi sağlayacak eğitim reformu politikaları geliştirilmesini” amaçlıyor.
Fikir babası İPM’nin Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman.
Keyman, Sabancı Üniversitesi’ne 2010’da Koç Üniversitesi’nden transfer olmuş.
Bir süre ERG’nin koordinatörlüğünü de yapmış olan Fuat Keyman, İstanbul’daki Musevi Cemaati’nin yayın organı Şalom’da yazılar kaleme alıyor.
Şalom’daki bir yazısında örneğin şöyle diyor:
“Aynı kimliğe, düşünceye, ideolojiye sahip insanlarla ilişkide olmak kolay, ama ufkumuzu daraltan/sınırlayan bir tercih de. Buna karşın, bizden farklı olan kimliklere, düşüncelere, ideolojilere sahip insanlarla ilişkiye girmek, onları anlamaya çalışmak, onlardan öğrenmek, zor ama dünyaya bakış ufkumuzu genişleten bir tercihtir.”
4+4+4’e bu düşüncelerle olsa gerek karşı çıkan Prof. Keyman’ın ERG’sinde Yürütme Kurulu Üyesi olan bir isim de hayli dikkat çekiyor:
Prof. Dr. Ziya Selçuk.
Selçuk’u hatırlıyorsunuzdur.
Hüseyin Çelik Milli Eğitim Bakanlığı döneminde Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı görevine getirmişti bu ismi.
Ancak o 2006’da Bakanlık yönetimine tepki göstererek bu görevden istifa etmişti.
Şimdi o da “istemezük korosu”na dahil olmuş.
Prof. Selçuk, aynı zamanda bir kolej sahibidir.
Ve sahibi olduğu bu kolej, “misyonerlik yaptığı” Milli İstihbarat Teşkilatı roparlarına kadar girmiş olan Amerikan menşeli Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV) okulları ile içli dışlıdır.
Ziya Selçuk’un bir de danışmanlık şirketi olduğu ve bu şirketin MEB’in “Fatih Projesi”ne danışmanlık yaptığı iddiaları var.
Yaz yaz bitmez.
Kalem tükenir, sayfalar dolar da…
Bunların gayri milli duruşları, ilişkilerini anlata anlata bitiremeyiz.
Özetin özeti:
Bunlar böyle.
Bunlara göre kurtuluş “Hıristiyan Batı Medeniyeti”nin gittiği yoldan gitmektir.
“Dini” ve “milli” yönelim “gericilik”tir; uzak durulmalıdır!
Merhum Erbakan Hoca’nın “hadi ordan, hadi ordan” şeklindeki resti bu zihniyeteydi.
4+4+4’e “gericilik” sakızı ile karşı çıkan bu çevrelere inşallah AK Parti Hükümeti de “hadi ordan” diyecektir.
Bir kez daha Erbakan Hoca’ya Allah’tan rahmet diliyorum.
Mekanı Cennet olsun.